Şükran AKGÜN

Şükran AKGÜN

KOMŞULUK BİR KADER MESELESİDİR...

A+A-

Bu hafta siz değerli okuyucularımızla İhsan Sabri Çağlayangil ’in  “Komşuluk bir kader meselesidir” anısını paylaşmak istedim. 
Çağlayangil anılarında siyasi hayatta çile çekmeyenlere, hazıra konanlara eksik gözle bakıldığını, onların ham sayılıp küçük görüldüğünden bahseder ve komşumuz olan Rusya ile devam eder. 

“Osmanlı Devleti koca bir imparatorluk olma yolundayken Ruslar bağımsızlıklarına yeni kavuşuyorlardı. İlk temaslar Kırım hanlarının aracılığıyla olmuştu. O zamanlar Rus topluluğunun başına daha “Çar” bile denmiyordu. Yönetici İvan’ın eşi Bizans imparatorunun kızıydı. Türklerden çekinmeyi Ruslara öğreten onun bize karşı beslediği kindir. Komşuluk bir kader meselesidir. Allah milletlerimizi yan yana yaratmış ama çıkarlarımız çatışıyor. 1963 yılında parlamento heyeti olarak Sovyetleri ziyaret sırasında Kruşçev;
Kendimizi fare kapanında sanıyorduk. Batıya açılan bir penceremiz yoktu. Doğru dürüst bir limandan yoksundur. Arkanjel yılın çoğu aylarında buzlarla örtülü. Baltık Denizi’nde İskandinav Devletleri, boğazlarda siz oturmuştunuz. Nefes alamıyorduk. Bütün su yolları kapalıydı. Şimdi öyle mi? Boğazlar her zaman açık. Montreux Antlaşması tıkır tıkır işliyor. Tehlike anlarında ve savaş çıktığında ne uzaklığın ne de boğazların önemi kalmadı. Amerikalılar düğmeye basarsa 14 dakika sonra atom bombaları Rusya’nın üzerinde patlayacak. Biz istersek onları vuruyoruz. Tarih boyunca ömrümüz birbirimizle dövüşmekle  geçti. Yanlış hatırlamıyorsam Osmanlılarla Ruslar arasında 13 kez savaş çıkmıştır. Öyleyken milletlerimiz birbirini yeterince tanımıyor. Çarlık zamanında çıkarlarımız ters düşüyordu. Şimdi komünistlik var. “

Süleyman Demirel ise ilk buluşmasında Kosigin’e şöyle demişti;
“Adalet Partisi Komünizmin karşısında bir kuruluştur. Biz materyalist görüşü sevmeyiz. Çünkü bizim sosyal yapımızda geleneklerimize uygun yönetim biçimi değildir ama Devletimiz başka. Komşuyuz. Büyük devletsiniz. İyi geçinmek isteriz. Bizimle bu koşullar altında ilişki kurmak isterseniz hazırız. 
Kosigin’in cevabı ise;
“Evvela açık konuşmanızı beğendiğimi söylemek isterim. Düşünceleriniz dobra dobra ifade edildi. Bizde kapitalist rejimi sevmiyoruz. Buna rağmen iki yolunda kalkınmayı sağladığına inanıyoruz. Bizim hedefimiz ayrı. Dünyada ekonomik, politik eşitliğin peşindeyiz. Her millet kendine bir yol seçer. Biz komünistliği seçmişiz siz kendinize uygun modeli. Rejimler giydiğimiz elbisenin renklerine benzer. Biz kırmızı giyiniriz. Siz beyazı ya da karayı beğenebilirsiniz. Birbirimizin iç işlerine karışmamak şartıyla iyi komşuluk ilişkileri kurabiliriz. 

X X X

Bundan sonraki kısımda ise yine Çağlayangil’in politika ile ilgili düşünceleriyle devam etmek isterim. “Politikada dostluk olmaz. Çıkar vardır. Kendi yararınızla, karşınızdakinin çıkarını nerede ve nasıl birleştirebilirseniz o kadar kazanırsınız. Hep bana derseniz o da olmaz. Vermesini bileceksiniz ki bir şeyler alabilesiniz. Politika akıl, dostluk, duygu işidir. Ama siyasetçiler arasında dostluk kurarlarsa bundan ülkeleri de yararlanır. İşleri kolaylaşır. 
Ben de burada politika ile ilgili şunu eklemek isterim ki “madem dünyadaki kışkırtmalar hız kesmeden devam etmekte madem komşuluk bir kader meselesi o halde dünyadaki kışkırtmalar drone saldırılarıyla değil, kelimelerle olsun.
 Hepinize iyi bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle hoşça kalın... 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.