Yaşar VURAL-Eğitimci

Yaşar VURAL-Eğitimci

BİR NİSAN YAZISI

A+A-

Bir nisan serinliği var bu yazıda. Nisan ferahlığı… Ne o öyle, hep yüzü asık, tavanı basık, göğüs daraltan, iç karartan yazılar mı kaleme alacağız?… Makale suratsızlığı gına getirdi bize. Biraz neşe, biraz sevinç gelsin içimize. Bahar sevinci dolsun sözümüzden gönlümüze. Aylardır Bafra’nın kasvetli ve soğuk havasından bıktık usandık. Biraz yağmur yağsın başımızdan, biraz güneş dolsun penceremizden evimize.

            Nisan, tomurcuk tomurcuk dala konsun, yaprak yaprak dolsun bahçemize. Marta kapıyı açmadan nisana koşmalı. “Nisan bir” der demez daha birinci günden şakalarla karşılar kapıda sizi. Sadece şakayla karşılasa iyi, demet demet çiçekler kırlarda, öbek öbek menekşeler ormanlarda selamlar tüm canlıları. Eli açıktır nisanın, yüzü güleç. Herkese, her şeye iyi gelir, çocuklara bile. Onlara kucak dolusu hediyelerle bayramlarla gelir. 23 Nisan’ı en iyi çocuklar bilir.

        Doğum sancıları biter tabiat ananın nisanda. Nur topu gibi, kuşlar, böcekler, çiçekler, kelebekler doğuverir tabiatın kucağına. Toprak uyanır kış uykusundan, toprağa da yeni bir can yepyeni bir heyecan gelir. Ağaçlar ırmaklarda saçlarını yıkar, ırmaklar gürül gürül, coşkuyla sevgilisine koşar. Dağların başından dumanı çekilir, efkârını dağıtıverir etrafından. Kıştan kalma bütün kârını eritiverir hayrına. Su olup vadilerden, derelerden ırmaklara, göllere, denizlere eriverir. İşte böyle her şeyi hazır edip nisan, mayısa el verir.

       İnsan; isyan ve nisyanla geçen bedenine nisanı solumalı, nisanı hapsetmeli. Taptaze bir bahar nefesi çekmeli içine. İnsanın bütün hücreleri bu nefesle yenilenmeli, tazelenmeli. Yaşamak nedir, bunu anlamak için nisana bakmalı, onu izlemeli. Daralmış ruhlara, bunalmış başlara, hırsla, hüzünle dökülen yaşlara bir tatlı huzur, bir revnak, doğal bir reçete nisan… Onca kişisel gelişim kitabına ne hacet? Ruhun da, bedenin de ihtiyacı olan ne varsa nisanın ilahi gücün eliyle yazılmış sayfalarında mevcut. Hem bu sayfaları, okuma yazma bilmeseniz de okuyabiliyorsunuz. Nisanın bu özelliğini de yabana atmamak lazım. İçten, akıcı, yalın ve sade bir anlatımı var. Okumak için bilmeniz ya da yapmanız gereken tek şey “bakmak”. Yanı başınızda, yakınınızda duran bu nimete bakışlarınızla dokunun, havasını soluyun o sizi mutlu etmeye yetecektir. Çünkü bunca güzelliği, canlılığı, temizliği başka bir ayda, başka bir yerde bulmanız pek mümkün değil. Hem bu nimet, insan ömründe insanın kapısına kaç kere uğruyor ki. Bu yazıda matematiğin de soğuk yüzünü göstermeyecektik ama şimdi istatistik yapmanın tam sırası geldi. Ülkemizde insan ömrünün ortalama 65 yıl olduğunu düşünürsek, sadece 65 nisan görebileceğiz demektir. Bu 65’in ilk beş yılını henüz dünyayı ve nisanın güzelliklerini kavrayamamış bir çocuk oluşumuz dolayısıyla düşelim, geriye kaldı altmış. En iyi ihtimal 60 nisan göreceğiz demektir. Matematik, doğrucu davuttur, hiç utanmadan sıkılmadan yüzünüze vurur acı gerçekleri. Biz matematiğin sonuçlarından çıkarımlar yapsak bile o sonuçlarının “kesin”liği ile bizi çarpar. Ömrümüzde daha kaç nisan kaldığını Allah bilir ama matematik kaçınılmaz sonun yaklaştığını ortalama hesaplarıyla bize haber verir.

          Sayılı nisanlar çabuk geçer. Her şey değişir belki ama kör olası zamanın bitişe doğru hızlıca gidişi hiç değişmez. Öyleyse irademizin dışında işleyen bir sisteme müdahale edemeyecek, lehimize çeviremeyeceğimize göre her şey de olduğu gibi, elimizdekinin ve yaşadığımız anın kıymetini bilip, keyfini çıkaralım. Nisan, bize tazelenme, yenilenme, huzuru yakalama fırsatı verir. Her şeyden önce kendisinden örnek alınmasını ister.

           Nisan, insanla aynı seslere sahip.  Bu, müthiş bir benzerlik.  Beş ses, iki hece. Bu, belki bir bilmece… Çözmek zor değil, biri ay, biri gece. Biri ilk dördünde, öbürü can kafesinde. Ama nisan vefalı bir sevgili gibi 12 ayda bir hiç sektirmeden kapımızda çiçeklerle bekler bizi. Ancak insan kapısından içeri buyur edip alıvermez nisanı… O, zanneder ki, nisan hiç gitmez, ya da giderse hep gelir. Doğru, nisan hep gelir gelmesine de, sen her zaman nisanın geldiği yerde olabilir misin? Hesap bu kadar basit… Kısacık ömrünüzde daha yaşayacak kaç nisanınız var?

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.