YOK EDİLEN TÜRKOLOJİ IV…
Geçtiğimiz hafta 1926 Bakü Türkoloji Kongresiyle ilgili bir makale kaleme aldım. Ve siz değerli okuyucularımızla da kongreye dair birkaç bilgiyi paylaşmak istedim.
Bakü Türkoloji Kongresinin aslında Türk dünyası için o kadar çok önemi var ki insan yazmaya nereden başlayacağını bilemiyor. “En önemlisi” diyerek, cümleye başladığınızda bile bir an için tıkanıp kalıyorsunuz. Çünkü Türk milleti için kongrede hepsi birbirinden önemli gelişmeler yaşanmıştır.
Önce şöyle bir 1552 yılına gidecek olursak eğer Kazan Hanlığının düşmesiyle Rus Çarlarının artık kendilerini “Kazan ülkesinin de çarı” olarak adlandırmaya başladıkları andan itibaren, soydaşlarımızı Ruslaştırılma ve Hristiyanlaştırma çabaları başlamıştır. 1905 yılında Çarlık Rusya’sında meydana gelen ihtilal sonucunda Rusya içerisinde ki bütün halklarda bir rahatlama olmuş ve Türklerde kendi dillerinde eğitim ve yayın yapmaya başlamışlardır. “Ekim ihtilali” ile birlikte Rusya içerisinde ki birçok halk, Lenin yönetimine de destek vermeye başlamıştır. En kalabalık unsur olan Türklerde “Her halk kendi kaderini tayin hakkına sahip olacaktır” vaadiyle ihtilali büyük coşkuyla karşılamış ve destek vermişlerdir. İşte tamda bu süreçte Sovyet Türkoloji’si, daha sonradan anlaşılacak olan Sovyet siyasetinin arzularını gerçekleştirmek için birtakım faaliyetler gerçekleştirir. İşte bunlardan en önemlisi 1926 tarihinde Bakü’de gerçekleştirilen Türkoloji Kongresidir.
Kongrenin düzenlenmesinin en önemli amacı “Alfabe Reformu” dur. Arap alfabesinden Latin alfabesine geçiştir. Şöyle ki; Rus işgali döneminde Arap alfabesi yani Müslüman alfabesi Türkün kimliğinin çok mühim bir işaretiydi. O dönemde birkaç Türk halkı, Arap alfabesini ıslah ederek kullanmaya başlamışlardı. Fakat Ruslar, Kiril alfabesinin kullanılmasını istemişlerdi. Ancak bu teklif Türk halkları arasında kabul görmemişti. Ruslarda direkt bu geçişi sağlayamayacaklarını anladıklarından Latin alfabesine geçişi desteklemişler ve kongreyi düzenlemişlerdir. Amaçları Latin harflerine geçişten kısa bir süre sonra Kiril alfabesine geçişi sağlayabilmektir. Moskova hedefine ancak kongreden sonra ulaşabileceğinin farkındadır.
Elbette tüm bu süreçleri yakından takip eden ve kendince stratejileri olan tek ülke Rusya değildir. Konuyla yakından ilgilenen bir ülkede Almanya’dır. Almanya’nın da konuyla ilgili gerekçeleri oldukça sağlamdır. Alman devlet adamı Bismark, Rus imparatorluğunun Kafkaslara, Asya kıtasına yayılmasını engellemek adına, Türkleri Ruslara karşı kullanmak, onları kendi tarafına çekmek adına kongreyi desteklemişlerdir. Ve ilk defa o yıllarda Alman Türkoloji’sini Kazan’da yaratmaya başlamışlardır.
Türkiye Cumhuriyeti ise gelişmeleri yakından takip etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin tavrı oldukça önemlidir. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti o dönemlerde de Türkler için manevi rehberdir. Kongreye “Türk Halklarında Edebiyat Dilinin Gelişimi” adlı makalesiyle Fuad Köprülü katılmıştır. Bakü’de Fuad Köprülü ile yapılan görüşmelerde, oylarını hangi yönde kullanacakları sorulduğunda, Köprülü; kendilerine hükümet tarafından bir talimat verilmediğini, bu sebeple çekimser kalmak zorunda olduklarını, ancak; kurultayda yeni alfabe taraftarlarının galip ayrılmasını istediğini ifade eder.
Tüm bu yazdıklarımızdan anlaşılacağı üzere kongrenin asıl düzenlenme amacı alfabe reformu idi. Kongreye özellikle Latin Alfabesini destekleyen isimler çağrılmıştı. 131 kişi kongreye katılmış olup yapılan oylama sonucu 101 evet, 7 ret, 9 çekimser oyla Latin Alfabesine geçiş sağlanmıştır.
İkinci Türkoloji Kongresinin ise iki yıl sonra Semerkant’ta yapılmasına karar verilmiştir. Ancak birinci kongrede hedeflerine ulaşan Ruslar ikinci kongreye asla izin vermemişlerdir.
Türk halkları, kongrenin kararına uyup kısa sürede Latin yazısını kullanmaya başladıktan hemen sonra, Türkiye Cumhuriyeti 1 Kasım 1928 yılında “Harf Devrimini” gerçekleştirmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Latin alfabesine geçmesiyle dil birliğine giden yolun açılmasını, Sovyet Rusya büyük bir tehdit olarak algılamış, yeni alfabe olan Latin Alfabesini ortadan kaldırmış, 1930 yılında Kiril alfabesini zorla kabul ettirmiştir. Türkler arasında önemli bir olay olan Bakü Türkoloji Kongresinin izleri yok edebilmek için kongreye katılan birçok Türkolog’a ne yazık ki 1939 yılını gösterilmemiş, Stalin’in zindanlarında yok edilmişlerdir. Öldürülmeleri için Kurultaya katılmaları yeterli bir neden sayılmıştır.
Öldürülen Türkologlarımızdan bazıları şunlardır; Rus Samoyloviç, Estonyalı Zifeldt, Azerbaycanlı Zeynallı, Kazakistanlı Baytursun, Kırgızistanlı Tınıstanov, Tataristanlı Galimcan Şeref, Tataristanlı Gaziz Gubeydullin, Başkurdistanlı Salih Atnagulav, Kırımlı Bekir S. Çobanzade vb.
Siyasi ve kültürel sonuçları bakımından bugün dahi hiçbir Rus bilgini tarafından kullanılamayan; Türk, Türkçe, Türk halkları, Türk- Tatar halkları, Türk-Tatar dilleri ve Turan gibi kavramların içi tam dolu olarak kullanılması sağlayan, bizlere birlik ve beraberliğimizi sağlam temeller üzerine kurmamız adına dil birliğini miras bırakan, öldürülmeleri için kurultaya katılmaları yeterli bir neden sayılan, eşleri ve çocukları dahi hiç acımadan sürgün edilen ecdadımızı bir kez daha saygıyla, minnetle ve rahmetle anıyorum.
Ruhları şad olsun!
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.