Toplumların ilerlemesi, gelişip refaha kavuşmasında sanat etkinliklerinin payı yadsınamaz. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bu gerçeği çok iyi anlamış, sanatta önem vermiş ve sanatçı yetiştiren kurumların açılmasına öncülük etmiştir. Özgür düşüncenin kökleşip gelişmesinde, kişisel yetenek ve yaratıcılıkların ortaya çıkmasında sanatsal etkinliklerin önemi bütün medeni milletlerce anlaşılmış ve sanatın gelişmesine yönelik her türlü çalışma yapılmış ve yapılmaktadır. Modern Türkiye’nin kültür ve sanat alanında Cumhuriyet’in ilk yıllarında attığı güçlü temeller sayesinde bugün epey yol aldığı bir gerçektir.

Bu yazımda Bafra’nın sanata ve sanatçıya bakışını ele almak istiyorum. Bafra’da son zamanlarda kültür ve sanat alanında birçok faaliyet düzenlenmekte, gerek ilçemizden gerekse dışardan sanatçılar eserlerini ortaya koymaktadır. Şiir, müzik, tiyatro gibi güzel sanatların çeşitli kollarında Bafra’da çok çeşitli girişimlerde bulunuluyor, şiir şölenleri yapılıyor, konserler düzenleniyor, tiyatrolar sahneleniyor. Kısacası sanat adına Bafra’da güzel şeyler yapılıyor. Ancak, sanatı takdir etme noktasında Bafralı üzerine düşeni maalesef yapmıyor ya da yapamıyor. Şubat ayı içinde Bafra Musiki Cemiyetinin düzenlediği şiir akşamları etkinliği vardı. Restore edilerek kültür hayatımıza kazandırılan ve Bafra Musiki Cemiyetine tahsis edilen Papazın Evi’nde yapılan şiir gecesine katılım azdı. Şair ve eğitimci Süleyman Altunbaş’ın ikinci kitabının imza günü vardı geçenlerde. Hocamıza destek olmak ve güzel şiirlerini dinlemek için oradaydık. Çok güzel bir organizasyonla gelenlere müzik ve şiir ziyafeti verildi. Ancak bırakın halktan kimseyi hocamızın kendi öğretmen arkadaşları bile hocamızın yanında değildi.

Bafra Musiki Cemiyeti ve Kıbatek organizasyonunda yapılan Birinci Bafra Şiir Şöleni 22-25 Mart 2012 tarihleri arasında ilçemizde gerçekleştirildi. Uluslararası düzeyde yapılan bu şiir şölenine yerli ve yabancı birçok şair katıldı ve şiirlerini kendileri seslendirdiler. 24 Mart Cumartesi akşamı Belediye Kültür Merkezi’nde yapılan şiir şölenine katılım her zamanki gibi azdı.

Dün akşam yine Belediye Kültür Merkezinde İzmir Efsane Sahnesi oyuncularının sahneye koyduğu “Seyit Onbaşı” adlı tiyatro vardı. Mart ayının atmosferine uygun bu tiyatro oldukça güzeldi. İzleyenlerin duygulanıp ağladığını gördüm. Gelin görün ki, dört yüz kişilik salonda elli kişi ya var ya da yoktu.

İlim ve sanat taktir edilmediği yerden göç eder diyor İbni Sina. Marifet iltifata tabi olduğuna göre, bu marifetli elleri, dilleri, sesleri neden takdir etmekten geri duruyoruz. Yoksa bir şey kaybederiz diye mi korkuyoruz. Ortaya konan bunca emeği görmezden gelmek, umursamamak nasıl bir haldir? Ben buna bir anlam veremiyorum.

Sanat bütün Türkiye için olduğu gibi Bafra için de bir kazançtır. Israrla üzerinde durulması ve geliştirilmesi gereken bir mektep. Bafra’da yanmaya başlayan bu küçük kıvılcımlar belki ilçemiz ve ülkemiz için büyük bir ateşe dönüşecek, büyük isimlerin doğmasına vesile olacaktır. Her şeyden önce bu etkinlikler yapıldığı bölgeye bir canlılık ve güzellik katmaktadır. Hayatın her anlamda devamı ve sağlıkla yürümesi için bazı damarlara ihtiyaç vardır. Sana da bu damarlardan biridir. Bafra sağlıklı nefes alabilmek, iç huzuru ve sükûneti bulabilmek için bu damardan beslenmelidir. Bafra sanatı ihmal ettiği vakit sağlığını da ihmal ettiğini anlamalıdır.

 Sanatçı insan ince düşünen, güzel gören insandır. Gördüğü güzellikleri de çevresine gösteren insandır. Güzellikleri görebilmek adına sanatçının yaktığı ışığı takip etmek hepimiz için en iyisi olacaktır. Aksini düşünen var mı acaba?