Şükran AKGÜN

Şükran AKGÜN

MERDİVEN BOŞLUĞUNA GİDEN BİR KAPI!

A+A-

Merdiven boşluğuna giden kapı ve şımarıklığın riski EMPERYALİZM!

Küresel güçlerin geçmişteki imparatorluk kavramını, “küresel üstünlük” başlığı altında, güdümlü devletler, tebaalar, koloniler hiyerarşisi kavramlarıyla günümüze taşıdıkları EMPERYALİZ gerçekliği.

Yarının dünyasını şekillendirmek ve jeopolitik hırslar adına karşı karşıya kaldığımız emperyalizmi imparatorluklardan ayıran en önemli özellik, imparatorlukların; doğaları gereği siyasi olarak istikrarsız olmalarıdır. Kendilerine bağımlı birimler her zaman daha fazla bağımsızlığı tercih ederler ve fırsat bulduklarında bağımsızlık için harekete geçerler. Ve imparatorluklar dağılmaya mahkûm olurlar. Emperyalizmde ise küresel güçler, ekonomik ve toplumsal gerginliklerden dolayı çökerler.

***

Küresel üstünlüğün yani emperyalist güç olmanın ilk temel şartı ekonomik dinamizmdir. ABD’yi tek kapsamlı “küresel temel güç yapan” dört temel etken ise;

-Ekonomi,

-Askeri güç,

-Teknoloji,

-Kültürdür.

 

Eğer ki bu etkenlere sahip değilseniz yayılmacılık girişimleriniz başlamadan bitmiş demektir. Çünkü az önce de yazdığım gibi emperyalizmi çökerten en büyük etken yine ekonomidir.

***

Oysa ki küresel güç olmak için ille de yayılmacı politikalar uygulamaya gerek yoktur. Ülkelerin bulundukları jeopolitik konumlar ve jeostratejik oyuncu davranışları da bölgesel güç ve küresel güç olmalarında en büyük etkendir.

Nasıl mı?

Çoğunlukla jeopolitik konumlar coğrafyalar ile belirlenir. Bu coğrafyalar bazen ya önemli bölgelere girişte ya da önemli bir oyuncuya kaynak sağlamayı reddederek devletlerine özel bir rol verirler ya da jeopolitik konumları gereği başka bir önemli devlet veyahut bölge için koruyucu bir kalkan olarak devletlerine özel bir rol verirler.

Bazen de jeopolitik konumları daha etkin olan komşu jeostratejik oyuncu için çok önemli kültürel ve siyasal sonuçlar doğurarak devletlerine özel bir rol verebilirler.

Türkiye Cumhuriyeti ise bulunduğu coğrafya gereği iyi bir jeoostratejik oyuncu konumundadır. Ancak bu konumunu iyi değerlendirebilmesi ve gücün dağılımında temel bir küresel ve bölgesel değişiklik yapabilmesi için iç sorunlarla karşı karşıya kalmamalıdır.

***

Türki Cumhuriyeti 1923’ten sonra dünyanın en güçlü devletleri ile komşu haline gelmiştir. Doğu bölgesinde o günün Sovyetler Birliği günümüzün Rusya’sı, yine o günün İngiltere’sinin Irak Mandası ve Kıbrıs, Fransa’nın Suriye Mandası, İtalya’nın On iki Adası ve Meis Adası.

Günümüzde bu gerçeklik ABD ve Rusya olarak halen gündemini korumaktadır.

1923’ten sonra dış politikayı ve askeri politikayı Mustafa Kemal Atatürk bizzat kendisi takip etmiş, genişleme politikası gütmemiş, Türkiye Misakı Milli sınırları içerisinde bölgesel ve küresel bir güç olduğundan dolayı memleketimizi yeni maceralara sürüklememiştir.

***

Bizler de Türkiye Cumhuriyeti olarak yarının dünyasını şekillendirmek, uzun vadeli eğilimleri ve insanlığın temel çıkarlarını korumak, küresel ortaklığı biçimlendirmek adına kapsamlı ve bütünleşmiş jeostratejilerimizi oluşturmak zorunda olduğumuzu yoksa merdiven boşluğuna giden bir kapıda kendimizi bulabileceğimizi unutmamız dileğiyle gerek yorumlarıyla gerek e-postalarıyla, gerekse özel iletişim araçlarıyla şahsıma öneri ve beğenilerini dile getiren tüm okuyucularımıza teşekkür eder ve önerilerinin bir zât değerlendirileceğini de bilmelerini isterim.

 

***

Sağlıklı bir hafta geçirmeniz dileğiyle Allahaısmarladık.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.