Şükran AKGÜN

Şükran AKGÜN

"Sicilya Mafyası - CIA Yeniden El Ele mi?"

A+A-

Geçtiğimiz hafta medyada koronavirüs ile ilgili olarak; “mafya, salgını İtalya’da nüfuzu arttırmak için kullanıyor, yoksullara gıda dağıtıyor”, “İtalyan mafyası Koronaya karşı harekete geçti” gibi haberler yer almaya başladı.

Benim de medyada çıkan bu haberler üzerine; Hacettepe Üniversitesinde, Sosyoloji alanında, yüksek lisans özel öğrencisi iken “kriminal (suç) sosyolojisi” üzerine, Polis Akademisinin ilk kadın dekanı Sayın Prof. Dr. Tülin Günşen İçli hanımefendi ile birlikte “Organize ve Örgütlü Suçlar, Sicilya Mafyası” üzerine yapmış olduğumuz çalışmamız aklıma geldi.

MUSSOLİN’İN MAFYA İLE MÜCADELESİ.

Tarihte mafyaya karşı mücadelede sonuç alınabilmiş ilk başarı belki de Mussolin’in faşist rejimi dönemidir. Bundaki en önemli etkenlerden biri faşizmin ikinci bir iktidar olanağına izin vermemesi, ikincisi ve en etkilisi ise Mussolin’in egosudur. Mafya, Mussolin hükümetine kadar diğer hükümetlerle iyi ilişkiler içinde olmuştur. Mussolin’le de ilişkileri iyiydi. Ta ki Mussolin’in 1924 yılında Sicilya’ya yaptığı ziyaret ve bu ziyaret sırasında bölgenin mafya şefi ama aynı zamanda da belediye başkanı tarafından gösterilen “Burada gerçek iktidar biziz” tavrının Mussolini’yi çileden çıkarmasına kadar. Mussolin Roma’ya döner dönmez, ileride Demir Vali olarak adlandırılacak olan Cesare Mari’yi Sicilya’ya vali olarak atamıştır.

DEMİR VALİ CESARE MORİ

Demir Vali göreve gelir gelmez çivi çiviyi söker misali Sicilya’da devletin oluşturduğu otorite zaafını mafyanın kurallarına göre kapatmaya başladı. Mori, Mussolin’nin de desteğini arkasına alarak gerekli bütün yasal düzenlemeleri yapıp, kararnameler hızla çıkartıldı ve uygulanmaya başlandı. Önce mafyanın önde gelen isimleri bir bir toplantıya çağrıldı devlete bağlılık yemini ettirildi. Uymayanların en ağır cezaya çaptırılacağı söylendi. Bekçi olmak ve silah sahibi olmak çok özel izinlere bağlandı ve Sicilya’da mafya avı başlatıldı. Mafya dağlara, mağaralara kaçtı. Aileleri göz altına alındı. Tutuklamalar başlandı ve mafyaya karşı psikolojik savaş başlatıldı. Onurlarıyla oynandı. Demir Vali başarılı olmuştu. Ancak mafyayı yok etmemiş sindirmişti.

II. DÜNYA SAVAŞI ve AMERİKAN İSTİHBARATI.

Ancak bu dönemler II. Dünya Savaşının en kritik dönemleriydi. Müttefik kuvvetler Avrupa’ya çıkarma yapma hazırlığı içindeydi. Ancak çıkarmanın yapılacağı yer kadar, çıkartma yapılacak yerde halkın iş birliği de önemliydi. Hedef Sicilya idi. Ancak Sicilya’da iş birliği yapılabilecek bir “yeraltı direniş örgütü” yoktu. Amerikalılar için bu açığı kapatabilecek tek adres mafyaydı. Ve Amerikalılar ilginç bir yerden, Amerika’da ki yeni mafyanın temsilcisi Lucky Luciano’dan yardım istediler. Lucky Luciano “Cosa Nastra’yı “merkezi bir yapıya kavuşturan ama uzun zamandır fuhuş ağı kurmaktan dolayı Dan Nemara cezaevinde yatan bir isimdi. Amerika’nın Luciano’yu bulmasının amacı; Newyork rıhtımında Alman casuslarının sabotaj yapacağı bilgisinin ONİ (Amerikan Deniz Kuvvetleri İstihbarat Birimi) sızmasıydı. Rıhtım Luciano’nun adamlarının elindeydi. Ve alınabilecek polisiye önlemlerden daha etkiliydi. Ve Luciano’nun adamları sabotajı engellemeyi başardılar. (Başka bir rivayete göre sabotajı düzenleyen Almanya değildi, Luciano bu gerçeği gördüğü için kendi adamlarına sabotaj yaptırmıştı.) Luciano ödül olarak koşulları daha iyi olan bir hapishaneye geçti.

Ancak Atlantik’in öte yakasında ki gelişmeler ABD istihbaratının (bugün CIA o zamanlar OSS) ile tekrar iletişine geçmesini gerektirdi. Luciano Sicilya’da ki yakın arkadaşları ile temasa geçti. Ve desteklerini istedi. Husky Harekâtı başlatıldı. “İneklerle yük arabaları 10 Temmuz’da orada olacaklar” mesajı gönderildi. Burada inekler Amerikalılar, yük arabaları ise Amerikan tanklarını sergiliyordu.

Ve 10 Temmuz’da Amerika çok az bir direnişle Sicilya’ya ayak basmıştır. ABD hemen mafyayı aklama ve övme politikasına girişmiştir. Sicilya halkı ise mafyanın talimatıyla Amerikalıları sevinç gösterisi ile karşılamışlardır. Amerikan ordusuna yardım eden Luciano’nun arkadaşı Don Vizzini ise yapmış olduğu yardımlardan dolayı belediye başkanı yapılmıştı. Önce OSS daha sonra CIA olarak ilişkileri yıllar boyunca sürdü.

Luciano’nun ise cezası 10 yıla indirildi. Yattığı süre cezasına sayıldı. Newyork Ellıs Adasında sınır dışı edildi. Ve İtalya’ya geri döndü. Amerika ile başlayan hapishanedeki ilişkisi daha sonra sıkı bir ortaklığa döndü.

Devletle suç örgütünün bu sıkı fıkı ilişkisinin temeli çıkara dayanıyordu. Ve zamanla bu samimiyet devlet görevlilerinin de yozlaşmasına ve ahlaken çökmesine sebep olmuştu. Mafyanın pastasından pay almaya ve ekonomik faydalar elde edilmeye başlandı. Özellikle uyuşturucu paralarından CIA görevlileri de bu dönemde nemalanmaya başladı.

Kısacası artık istihbarat servisleri mafyayı pis işlerinde taşeron olarak kullanırken, mafya da bu sayede hareket alanını genişletmeye başladı.

Otorite zaafı, güvensizlik ortamının büyümesi hayatımızın bir gerçeği olarak yeraltının toplumlaşmasına neden olur. Ve artık hayatımızın gündelik bir gerçeği haline gelir.

İtalya’da baş gösteren otorite zaafı ve dolayısıyla da güvensiz ortamın artması aklıma Sicilya mafyası ve CIA el ele mi sorusunu getirdi. Bu durumda yeni kurulacak dünya düzeninde mafyayı da siyasi ve idari himayede de görecek miyiz? Umuyorum geçmişte yaşanılan hatalarımızdan ders çıkarır ve daha fazla yozlaşmaya, ahlaken çökmeye izin vermeyiz.

Şehidimiz Uzman Çavuş Muhammed Fatih Durhan evladımıza Yaradan’dan rahmet, yakınlarına sabırlar dilerim.

Ve bir kez daha Prof.Dr. Tülin Günşen İçli hanımefendiye hocam olduğu ve suç konusunda bana kazandırdıklarından dolayı teşekkür eder, hepimize sağlıklı bir hafta dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum