RAHMET, MAĞFİRET VE KURTULUŞ VAKTİ: RAMAZAN AYI

RAHMET, MAĞFİRET VE KURTULUŞ VAKTİ: RAMAZAN AYI

Müjde müminler size ihsan-ı rahman’dır gelen. Şanına tazim için bu mah-ı gufran’dır gelen.

A+A-

O’ndadır feyz-i hidayet o’ndadır afv-ü kerem. Kadrini bil mevsimi inzal-i Kur-an’dır gelen.[1]

Ömür denen hayat yolculuğumuzda hatalarla, günahlarla kirlenen gönül dünyamızı temizlemeye  vesile evveli rahmet, ortası mağfiret, sonuda cehennemden kurtuluş[2]olan Ramazan ayına bir kez daha kavuştuk.26 Haziran 2014 Cuma günü akşamı  kılınacak teravih namazı, Cumartesi günü de tutulacak  oruç ile Ramazan ayına merhaba diyeceğiz. Yüce Mevla’ya hamdolsun, Peygamberimize, Âline ve Ashabına Salat ve Selam olsun. İlahi mesajlardan uzaklaşması nedeniyle karşılaştığı   problemleri çözmede çaresiz kalan  insanoğluiçin Ramazan Ayı,susuzluktan ölmek üzere olan insanın imdadına yetişen  can suyu gibi olacaktır.Ramazan ayının, başından sonuna kadar gecesinde ve gündüzünde Rahman-ı Lütuf ve İhsanlar  nisan yağmurları gibi boldur.Bu nedenle müslüman,coşan rahmet deryaları içinde, Ulu Yezdan’dan gelen  sağlam ipler gibi olan; tutunanları,rahmete,mağfirete,kurtuluş ve sonsuz huzur mekanı cennete götüren Kur’an ve Sünnet’le buluşup masivadan uzaklaşarak,manevi mertebelere kavuşacaktır.Nebiler Sultanı Hz.Muhammed(s.a.v)ümmetine Veda Hutbesi’nde,deniz dalgaları gibi gelen günahlardan , fitnelerden kurtulmak ve delalete düşmemek için Kur’an ve Sünnet’e sımsıkı sarılmalarını vasiyet etmemiş miydi?Ramazan ayı ,Kur’an ve Sünnetin pratik hayatımızda daha fazla yeraldığı,dini hayatımızın daha canlı olduğu bir zaman dilimidir. Ramazan ayı, günahlara ve cehennem azabına karşı  koruyucu bir kalkan[3] ve  kötülüklerden koruyacağı[4]müjdelenen oruç ibadetinin eda edilmesi; arınmaya çalışanlara,haneyi kalbini temizlemek ve hoşca istikbal için, keremi sonsuz Rahman’ın  kullarına en güzel hediyesidir.Ne mutlu kadr-u kıymetini bilenlere.

Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i şerifinde: Ey insanlar!  Büyük ve mübarek bir ayın gölgesi üzerinize düştü. Bu ay içerisinde, bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesi vardır. Bu ayda Allah (c.c), gündüzleri oruç tutmayı farz kıldı. Ben de bu ayın gecelerinde teravih namazını size sünnet kıldım. Bu ayda bir iyilik yapan, başka zamanlarda bir farzı yerine getirmiş gibi sevap kazanır. Bu ayda bir farzı yerine getiren kimse de, başka aylarda yetmiş farzı yerine getirmiş gibi (mükafat almış)olur.

Ramazan sabır ve yardımlaşma ayıdır. Sabrın ve yardımlaşmanın mükafatı ise cennettir. Ramazan bereket ayıdır. Müminin rızkının çoğaldığı bir aydır.[5]

Hadis-i şerifte Ramazan ayını faziletli kılan hususiyetlerden, riya karışmayan, Allah tarafından ahirette  özel ecir verileceğioruç ibadetinin bu ayda olması, bu ayda yapılan bir nafilenin başka zamanda yapılan farz kadar, bir farzın da sair zamanda yapılan yetmiş farz kadar faziletli olması,üç ayların en faziletli kandili bin aydan daha hayırlı,bir ömürlük günahların affına vesileKadir gecesinin  olması,farz ibadetlerinin en uzun sureli olanın oruç olması bakımından,sabırlı olma özelliği kazandırması,gerek akrabalar gerekse zengin ve ihtiyaç sahibi kişiler arasında sevgi ve saygı bağlarının güçlenmesindeetkili yardımlaşma ve dayanışmanın, ömrünve   rızkınbol ve bereketli olması gibi özellikler zikredilerek, müminleri,  bu ayın  kadrini ve kıymetini bilmeye,kulluğun en bariz tezahürü ibadette yoğunlaşmaya  teşvik edilmiştir.

Başka bir hadis-i şerifte: Benim ümmetime Ramazan ayında beş şey verildi ki, benden önceki Peygamberlere bunlar verilmedi; birincisi, Ramazanın ilk gecesi oldu mu, Allah Teâlâ ümmetime rahmetiyle nazar eder ve Allah kime de nazar etmişse, ona edebi azab etmez;ikincisi, akşama doğru, onların ağzında meydana gelen koku, Allah indinde misk kokusundan daha güzeldir; üçüncüsü, melekler, onlar için gece ve gündüz istiğfar ederler; dördüncüsü, Allah Teâlâ, Cennetine emir buyurur: ‘Hazırlan ve zinetlen ki, kullarımın dünya sıkıntılarından (kurtulup) benim yurduma ve lütfuma gelip rahata kavuşmaları yaklaştı.’;ve beşincisi, Ramazanın son gecesi olduğunda, onların hepsini birden mağfiret eder.[6]sözleriyle, Ramazan ayına saygıyla inanarak ve sevabını Allah’dan umarak oruç tutanlara, teravih namazı kılanlara Rabbimiz tarafından verilecek lutuf ve ihsanlar nebevi bir dille müjdelenmiştir.Bu müjdenin,mahyalarla,teravihlerle,mukabelerle,sahurlarla,iftar davetleriyle, fitre ve zekatla yetim ve ihtiyaç sahibi kimselerin sevindirilmesiyle mü’min ramazan ilişkisinin günümüzdede canlı tutulmasında önemli bir yeri olmuştur.

Ramazan ayı, insanlara doğru yolu gösteren, hakkı ve bâtılı birbirinden ayırt eden Kur’an-ı Kerim’in [7]  nazil olması nedeniyle ‘Kur’an Ayı’ olarak da nitelendirilmiştir.Bu ay Kur’an’ın çokça okunduğu,manasının anlaşıldığı ve pratik hayatta uygulanmaya çalışıldığı bir aydır. Bu Ramazan ayının  hayatımızdaki son ay olabileceği ihtimalinide düşünerek,Cennete gitmeye[8],Cehennem azabından korunmaya[9], duaların kabulune[10],kıyamet gününde tutanlara şefaate[11], günahların af ve mağfiretine[12]vesile  olan  ramazan oruçu tutulmalı,Müslümanların önüne gelen  bu Rabbani Lütuf ve İhsanlardan faydalanmalıdır.

Oruç ibadetinin kişiye kazanımları ile alakalı Mevlana’nın şu güzel  sözüyle tamamlayalım. Oruç ağzı bağlamaya, gönül gözünün açılmasına yarar. Can gözünün açılması, bedendeki güçleri etkisiz hale getirmekle olur. Gönül gözü kör olanları hiçbir ibadet aydınlatamaz.[13] Yine Mevlana’ya göre oruç üçe ayrılır; ruhun orucu, aşırı ihtiraslardan uzaklaşmak; aklın orucu, heva ve heveslere uymamak; nefsin orucu ise, yeme ve içmeyi terk etmektir.

Bu vesile ile Ramazan ayınızı tebrik eder, birlik ve beraberliğimize, kardeşlik şuuruna ermemize ve İslam dünyasında akan kan ve gözyaşının dinmesine vesile kılmasını Yüce Mevla’dan niyaz eder  hayırlı Ramazanlar dilerim.

Bürhan Keleş

    Bafra Müftüsü

 

 

[1]Ahmed Remzi Akyürek

[2] İbn-i Hüzeyme, Sahih-i Buhari, III, 191.

[3]Buhari sıyam 6 /248

[4] Bakara Suresi 2/183

[5] Mişkatül Mesabih H.No:1965

[6] Beyhaki, et-Tac, c.2, s.46, Dipnot: 4

[7]Bakara Suresi 2/185

[8]İbn-i Mace 1/1640

[9]İbn-i Mace 1/1638

[10]İbn-i Mace 1/ 1753

[11]Taberani, et-Tac 2/ 51

[12]Buhari,Müslim,et Tac 2/ 48

[13]Divan-ı Kebir’den Seçmeler, cilt II, gazel no: 803

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.