Yaşar VURAL-Eğitimci

Yaşar VURAL-Eğitimci

Memleketimden Kar Manzaraları

A+A-

Memleketimden Kar Manzaraları

Güneşe düşkünlüğümüz de, yağmuru bekleyişimiz de, karı özleyişimiz de sebepsiz. Onları sevişimiz de sevmeyişimiz kadar pamuk ipliğine bağlı. İşin aslı her şey nereden baktığımıza bağlı.

Her şeyi yoluna koymuş birinin, kumsalda boylu boyunca uzanmasına ve bu halinden zevk alışına sebep elbette tepesindeki ağustos güneşidir. Peki, 40 dereceye yaklaşan sıcaklıkta çalışmak zorunda olan bir işçi de ikindi çayını höpürdeterek havuz başında zevk ü safa eyleyen biri gibi güneşe methiyeler düzebilir mi? Yağmur çoğu zaman berekettir. Bazen aşktan sırılsıklam olmuşları da bir başka sarhoş eder. Acaba aynı yağmur, bir yıldır hasat zamanının bekleyen çiftçi için de romantizmi çağrıştırıyor mudur? Kar, hele kara kışın ortasında olduğumuz demlerde çocuklarımızın kardan adam getiren sevgilisidir. Sıcacık evinin penceresinden lapa lapa yağan karı seyreden biz tuzu kuruların da tarifsiz eğlence ve huzur kaynağı. Acaba evsizler de bizim kar musikilerimizi söylüyor, kar yağarken bizim duyduğumuz huzuru onlar da duyuyorlar mıdır?

Bizi mutlu eden sebepler, kimilerinin kâbusu olabilir. Kar musikisini dinlemek gönlümüzü, gözümüzü hoş etse de, kar fırtınalarında yolda kalmışlara, kar bizim kulağımıza fısıldadığı nağmeleri terennüm etmiyordur. Hayat, aynı nimetin kimine acı kimine tatlı tarafını tattırıyor. Kardan mustarip olanları şimdilik bir tarafta bırakıp kardan memnun olanlarla devam edelim yazımıza.

Karın yağışını kendine özgü üslûbuyla tasvir eden Cenab Şahabettin’in “Elhan-ı Şita” şiiri meşhurdur. O, bu şiirinde çok güzel tasvir eder karın yağışını:

Göklerden emeller gibi rizân oluyor kar

     (Göklerden emeller gibi dökülüyor kar) 

Her sûda hayâlim gibi pûyân oluyor kar

      (Her mutlu hayalim gibi koşarak düşüyor kar) 

Bir bâd-ı hamûşun Per-i sâfında uyuklar

      (Sessiz bir rüzgar tüylü bir kanatta uyuklar) 

Tarzında durur bir aralık sonra uçarlar,

      (Yolunda durur bir aralık sonra uçarlar,) 

 Soldan sağa, sağdan sola lerzân ü girîzân,

      (Soldan sağa, sağdan sola titreyerek ve kaçışarak) 

Gâh uçmada tüyler gibi, gâh olmada rîzân

     (Bazen uçmada tüyler gibi, bazen dökülmede) 

 

Şiirde Cenap Şahabettin kadar musikiye önem veren bir diğer şairimiz de Yahya Kemal Beyatlı’dır. Karın yağışında kendine has bir musiki sezen Yahya Kemal, kar ve gecenin buluşmasından eşsiz bir şiir devşirir. O güzel şiirinin adı “Kar Musikileri”dir:

Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu.

Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu.

***

Yeni bir yılı karşılamaya hazırlandığımız şu dakikalarda, kar Bafra’yı esir almış durumda. Çocukluğum da dahil, karın bu kadar şiddetli yağışına buralarda şahit olmamıştım. Askerliğim dolayısıyla gittiğim Bitlis Mutki hariç ömrümde bu denli yoğun kar yağışı görmedim.- ya da hatırlamıyorum- Ünlü şairlerimize yarım metreyi geçen bu karın yağışı belki yeni musikilerin ilhamını doğururdu. Kim bilir. Ama bana, daha yazımın başında belirttiğim karın yağışından mustarip olanları, evsizleri, barksızları, kimsesizleri, çaresiz hayvanları çağrıştırıyor. Bir Elhan-ı Şita yazmak ben de isterdim belki ama; ben ne bir Cenap Şahabettin gibi usta bir şairim ne de “Kıştan nağmeler” çıkaracak kadar musiki kulağım var. Beni bağışlasın büyük üstatlarım.

Bu kar, bu kış en çok sokak çocuklarının, evsizlerin, yurtsuzları, iç savaşlar sebebiyle ülkesini terk eden Suriyelilerin, Türkmenlerin üstüne yağar. Bu kar, en çok muhtaçların, yoksulların üstüne yağar. Bu kar umutların, hele yalın yapıldak çocukların üstüne yağar. Karın sesini ben ne bileyim, karın türküsünü çığırırsa, karın bestesini yaparsa onlar yapar. Kardan perişan olan vücutlardan, kardan üşüyen el ve ayaklardan, kardan tir tir titreyen zavallıların ses tellerinden başka karın nağmesini kim daha iyi seslendirebilir. Karın üstüne en iyi şiiri yazarsa da onlar yazar. Karın zevkini Yahya Kemal varsın “bin yıl” sürsün, amma karın cevrini evsiz Cemal’e sormalı…

***

Yeni bir yıl, kartpostallardaki kar manzaraları ile kapımıza geldi. Yılbaşı gecelerinin vazgeçilmezi ama nedense yılbaşı akşamları pek uğramayan kar, bu yıl yeni yılı bizimle karşılıyor. Kar musikileri yazmak, kardan düşler ve kardan kelebeklerden bahsetmek isterdim. Ama gel gör ki şu realist yanlarımız yok mu, bizi hep kendine mahkûm ediyor. Biz yine de ‘isteyen’ herkese bol karlı ve kârlı yıllar dileriz…

Yeni yılınız kutlu olsun!

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.