Hasta –Hekim İlişkisi ,çok uzun yıllar iki insan arasındaki güven kavramına dayanıp sınırları tıbbi etik ile belirlenmiştir.19o5 yılından itibaren yaklaşık 8 davadaki karar; aydınlatılmış onam, rıza ,yüksek özen , hasta mahremiyeti hakkında radikal kararların alınmasında emsal dava niteliğindedir. Bu davalar aydınlatılmış onam,rıza ,hastane sorumluluğu ve Nuremberg kodları gibi izinsiz müdahale ve tıbbi araştırmalar üzerinedir.Ülkemizde de ilk kez Yüksek Yargıda 195O'li  yıllarda aydınlatılmış onam öğretisi kullanılmaya başlanmıştır.

           Hukukta muhtelif kaynaklardan doğan borç ilişkisinin en sık rastlananı sözleşmelerdir.Hukuken tıbbi müdahalelerde bir sözleşmenin varlığı kabul edilir.. Ancak özel olarak düzenlenmiş bir sözleşme türü olmadığından bu sözleşmenin borçlar kanunda yer alan vekalet sözleşmesi kapsamında kabul edilmesi doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul görmüştür. Bunun ayrık durumu diş hekimlerinin ve estetik cerrahinin bazı müdahalelerdirki onlarda eser sözleşmesi kapsamında değerlendirilir.Tıbbi müdahale sözleşmelerin tarafı olan hasta veya hasta yakını vekalet sözleşmesi genişletilerek sözleşmenin zayıf halkası olarak kabul edilmektedir. Hasta olan kişinin yaşam hakkı ,sağlık hakkı ve beden bütünlüğü hakkı kişilik haklarının önemli bir bölümüdür ve mutlak vazgeçilmez ve terk edilemez haklardandır.Anayasanın 17. Ve 56.maddeleri ile korunmuştur. Bununla beraber Yasalar kişinin sağlığının tekrar kazanılması veya  korunması noktasında doktorlara kişinin beden bütünlüğünü bozma ,dokunma gibi yetkileri bir endikasyon varlığında  vermiştir. Verilen bu yetkinin özel hastane ortamında sağlanması söz konusu ise hasta ile hem hastane hem de doktor arasında zımmende olsa bir sözleşmenin varlığı kabul edilir. Böyle bir sözleşmede hasta ;Hastane Kurallarına Uymak, sağlığıyla ilgili şikayetlerini, daha önce geçirdiği hastalıkları, yatarak herhangi bir tedavi görüp görmediğini, eğer varsa halen kullandığı ilaçları ve tüm sağlığı ile ilgili bilgileri tam, eksiksiz vermek,ad, soyad, adres, telefon, kayıt numarası gibi temel bilgileri doğru olarak vermek,tedavisi ile ilgili önerilere uymak  gibi temel sorumlulukları alır. Hastaların planlanan tedaviyi reddetmeleri veya doktorun talimatlarına uymamaları halinde doğacak sonuçlardan kendileri sorumludur.

  Bunun yanısıra doktorda ;Hastalığı Belirleme :Tanı ve Teşhis,tedavi Yöntemini Seçme ,Hastayı veya Yakınlarının Rızasını Alarak Aydınlatma ,sır saklama kayıt tutma ,yüksek özen sorumluğu gibi temel sorumlulukları üstlenmektedir..Yukarıda hasta hakları arasında sayılan hastanın doktoru ve tedaviyi red etme hakkının karşılığı olan hak doktorlar içinde makul bir süre verilerek hastayı red etme hakkı olarak kendilerine tanınmıştır.

        Tıbbi müdahale ve tedavinin hukuki anlamda ihtilaflara neden olan en önemli basamakları bilgilendirilmiş onam ve malpraktis mi komplikasyon mu sorularına cevap ararken oluşmaktadır.Dünya Tabipler Birliği 1992 tarihli 44. Genel Kurul duyurusunun md.2/d de komplikasyon istenmeyen sonuç olarak yer almış ve :Tıbbi müdahalelerde ortaya çıkan komplikasyonlar müdahale öncesinde tedaviye ulaşmak için göze alınan bir takım risklerdir. Şeklinde tanımlanmıştır. Oysa hukukta bilgi beceri eksikliği ,taksir veya kusur olarak nitelendirilmektedir ve sonuçta sorumluluk söz konusudur. Tıbbi müdahalelerde izin verilen riskten söz edebilmenin ön koşulu taksirli davranmamak ve özensiz davranışın yol açabileceği riskleri önleyici veya asgariye indirici davranışlarda bulunmak ancak buna rağmen riskler doğduğunda zarar ve tehlikenin neticesini mümkün olduğunca yapılacak müdahale ile izole etmek için gerekli ve teknik güvenlik  normlarının zorunlu kıldığı önlemleri almaktır.

Hukuk’un  yeni kabul gören sağlık hukuk’u bu konuda insan vücudu gibi canlı bir organizmanın daha uzun ve sağlıklı yaşamasına yardımcı olabilmesi, oluşabilecek hastalıkların önlenmesi konusunda  çok önemli bir görevi yerine getirmeye çalışan doktorlar ile sağlık konusunda zayıf halka olan hasta ve hasta yakınları arasında adil kurallar ve davranış biçimlerini oluşturmaya çalışmaktadır.