Çay içerken aklınızda bulunsun; Taoculuk, Budizm ve Zen felsefesinden süzülen 5 bin yıllık bilgiler ışığında çayın faydaları...

Çay, Çin başta olmak üzere Uzakdoğu’da yaklaşık beş bin yıldır içiliyor olmasına karşın bizim gündelik yaşantımıza girişi çok yeni. Fincan başına dört kalori içeren bu içecek başlangıcında ilaç ve ritüel içeceği işlevi görmüş. Taoculuk, Budizm ve Zen felsefesiyle sıkı bir ilişki içinde olan Japon çay ritüellerinin Batı kültürlerinde karşılığı yoktur ama bizler de kendi geleneklerimize uyarlayabiliriz. Taoculuk araştırmacısı John Bloefeld, çok sayıda Çince metni inceledikten sonra yüzyıllar içinde çaya özellikle de yeşil çaya atfedilen özelliklerin bir listesini çıkarmış. Liste ilginç:

• Çay bedenin tüm uzuvlarında kan dolaşımını kolaylaştırır, böylelikle uyanık kalmayı ve zihin açıklığını sağlar.

• Yorgunluk ve depresyonla da savaşır, canlandırır ve insanın kendini iyi hissetmesini sağlar.

• Cildi temizler ve gerer; idrarı temizler ve boşaltımı hızlandırır. Sayısız hastalığa karşı bedenin direncini arttırır.

• Metabolizmayı yeniler, oksijenle doldurur, böylelikle kan yapar ve alkol, nikotin ve yağlar gibi zararlı maddelerin dışarı atılmasını çabuklaştırır.

• Toksinleri söküp atar, genel olarak hazmı kolaylaştırır, dişlerin dökülmesini önler.

• Yaz sıcağının verdiği sıkıntıyı hafifletir. Üstelik susuzluğu da giderir.

Çay Kültürü Tarihi yazarı Stephan Reimertz “Bir konu hakkında ne kadar çok şey bilirsek , onsan aldığımız keyif de o denli artacaktır. Bizi kültürlü yapan her şey daha da insan kılar” diyor. Gerçekten de öyle. Binlerce yıllık bilgi ve deneyimden süzülüp gelen çayın yararlarını bilerek içmek bambaşka bir keyif veriyor...