Anadolu topraklarındaki son devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti, yoksul milletimizin onurlu mücadelesi sonucunda kazanılmış en değerli hazinedir. Osmanlı Devleti’nin yıkılışını hızlandıran ve Anadolu üzerinde emperyalist amaçlar güden Batılı devletler ve onların Anadolu’daki beslemelerinin ülkemize amansızca saldırıları ve çullanmaları Mustafa Kemal önderliğindeki aziz milletimizin kararlı karşı koyuşları ve can siperane direnişleri sonucunda bertaraf edilmiş ve yüce milletimizin adıyla yepyeni bir devlet kurulmuştur. Bu devlet Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “ilelebet yaşayacaktır.” Bundan kimsenin şüphesi olmamalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti devletine yönelik içte ve dıştaki hasmane tutumlar dün vardı, bugün var, yarın da olacaktır. Ancak it ürüyecek kervan yine yürüyecektir. Türkiye Cumhuriyetini kuran irade, 80 milyonun çoğunda hâlâ mevcuttur. Devletimizin üniter yapısı ve bölünmez bütünlüğü ile ilgili güya fikir tartışması yapanlar, bu tartışmaların sonuçlarının nerelere varabileceğini iyi analiz etmelidir. Özellikle son dönemlerde bölücü çevrelerin yıkıcı ve ayrıştırıcı hamlelerinin artışı, bayrağımıza, Atatürk büstlerine yapılan çirkince saldırılar, güvenlik güçlerimize yönelik hain pusu ve tuzaklar bu hainlerin, anayasamızın Türkiye devleti milleti ve devletiyle bölünmez bir bütündür ifadesinden ne denli rahatsız olduklarını açıkça göstermektedir. Büyük Türk milleti bu sefillerin de heveslerini kursaklarında bırakacak, şehit kanlarıyla bezenmiş bu vatanı bir bütün olarak sonraki nesillere teslim edecektir.

Siyasi iktidarın özellikle “yeni Türkiye” tamlamasıyla yeni bir algı operasyonuna giriştiğini görüyor, bu yönlendirmenin de peşine birçok kişinin takıldığını ibretle izliyoruz. Burada daha önce söylediğimiz bir hususu tekrar hatırlatmak isteriz: “Sonsuz inanç ve imanla hem düşman hem de yokluk ve yoksullukla mücadelenin sonucunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti her dem taze her dem yenidir. Ona “yeni” sıfatı getirilerek önceki kazanım ve kahramanlıklarından sıyrılması ve Türk millî kimliğinden uzaklaştırılması hedefleniyorsa iyi bilinmelidir ki; bu beyhude bir uğraş olacaktır. Malazgirt’te, Sakarya’da, Dumlupınar’da, Kocatepe’de kanla yazılan tarih ve bu topraklara basılan mühür hiçbir ayak oyunu ve algı operasyonuyla değiştirilemez! Türk millet atasına ve onun mirasına sonsuza dek sahip çıkacaktır.”

Yüce milletimizin bu büyük bayramını tebrik ediyor, Türk devletinin bekası, istikbâli için geçmişte ve bugün şehit düşen tüm Mehmetçiklerimizi ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmet ve minnetle anıyoruz.