Ayhan Piryol'un kaleminden; "Bir zamanlar Bafra'nın hayat ve varoluş hikayeleri..."

Ayhan Piryol'un kaleminden; "Bir zamanlar Bafra'nın hayat ve varoluş hikayeleri..."

Ayhan Piryol'un kaleminden 'Bafra'da Anılara Yolculuk' kaldığı yerden devam ediyor.

A+A-

"Allah'ım, ona kavuşamayacaksam, ya beni taş eyle burada oturt, ya da kuş eyle uçurt..." diye başlar Bafra'da kız kayasının efsanesi.

ayhan-piryoll-kiz-kayasi.jpg

 

GELİN KÖPRÜSÜNÜN HAZİN HİKAYESİ

Eskiden Bafra’da Kızılırmak Köprüsü üzerinde bulunan tahta köprüden geçen bir düğün alayı, bir kartaldan ürken atların kargaşası yüzünden çöken köprüden Kızılırmak’ın azgın sularına gömülen gelinle damadın hazin hikayesidir bu. Bu efsane yıllardır Bafra'da dilden dile anlatılır. Onun içindir Bafra'da evlenen her çiftin Çetinkaya köprüsünden yayan olarak geçmesi. Onun içindir, ellerindeki taşları dilek tutarak Kızılırmak’a atmaları. 

ayhan-piryoll.jpg

BAFRA'DA TÜTÜNCÜLÜK DÜNYADAKİ YEDİ HARİKADAN BİRİ GİBİYDİ

Bir başkaydı eskiden Bafra'da tütüncülüğümüz. Bafra köylüsünün ve Bafra halkının en büyük gelir kaynağıdır sarı altın. Sabah ışıklarıyla sırtlarında Heyleriyle, ayakları ne kadar zor gitsede tütün karıklarının arasında iki büklüm tütün kıran insanların hikâyesiydi Bafra’da tütüncülük. Bafra esnafımızın, evlenecek gençlerin geleceğidir. Bir zamanlar Bafra’da tütüncülük dünyanın yedi harikası gibiydi. Emeğin alın terinin nimetiydi. Bir salaşlıkta lüküz ışığında yarı uykulu gözlerle, yeşil yaprakları bir iğne yardımıyla dizmek masal gibi. Zifirli ellerle, mis gibi domates ekmek yemenin zevkiydi. 

ayhan-piryol-tutun.jpg

BAFRA TEKELİ BAFRALILARIN HAYAT HİKAYESİYDİ

Ya Tekel ve burada çalışan analarımız babalarımız, kardeşlerimiz. Bu yolculuğun içinde ki halkayı oluşturuyorlardı. Her sabah erkenden kalkıp sabah ışıkları içinde yollara düşüp, Bafra’nın sokaklarını aşarak mahmur gözlerle, yollara düşenler. 
Çocuklarının sabah ışıkların da anne diyemeden sarılamayan çocukların hikâyesiydi Bafra Tekeli. Gücünü, hayatını başa saramayan analarımızın babalarımızın, kendilerini tütün kokusunun içinde bulanların hikâyesi bu... Bafra Tekeli Bafralıların hayat ve varoluş hikâyesiydi. Buğulanmış gözlerin, gözlerinin yaşını silemeyip beyaz kâğıtların üstüne damlayan gözyaşlarının hikâyesi Bafra Tekeli. Kalplerinde ki umut ışığı sönmeden, hayata kırılmadan gücünün varlığıyla çalışanların yeriydi. 

ayhan-piryol-eski-tekel.jpg

BAFRA KERESTE FABRİKASI YOLUNA DEVAM EDEMEDİ

Ya kereste fabrikası. Bafra kereste fabrikası, yaşanmış hayatların üzülmesinin yeriydi. Hayatı sevmenin, ağlamanın, gülmenin, imkânsızlığı mümkün olmayan ve birlikteliğin hayat hikâyesi. Ama Bafra kereste fabrikası yola devam diyemedi. Bafra Tekeli’nin ve kereste fabrikasının kapanması acımasızlıktı. Bu iki kuruluş Bafralıların hayat umudu demekti. Burada çalışan insanlar umut ettikleri kadar yaşadılar. Bafra esnafı ve ekonomisi umut ettikleri kadar kazançlı çıktılar. Burada çalışanlar, her iki kuruluş kapanana kadar, umut içinde olmaktan ve yaşamlarının geleceğini bu düzene göre kurmaktan mutluydular. Tekelin tütün tongalarının arasından, kereste fabrikasının tomrukları arasındaki yongaların içinden çıkan umutları, hayat ışıkları, birden sönüverdi... Terk edilmiş sevgililer gibi kalakaldılar bozkırın ortasında. Her iki kuruluşun kapısına kilit vurulunca, aşık oldukları umutları da öldü gitti. Hayatın acımasızlığını umutla yenen bu insanlar, bu kilidin tık sesine yenik düştüler. 
Bafra’nın da her şeyi olan bu iki kuruluş ve umut ışığı, umut aşkı ve burada çalışan mutlu günlerin alın terleri kapalı kapıların ardında kaldı sessizce. 

TEKEL VE KERESTE FABRİKASI BAFRA'NIN GELECEĞİ, UMUDUYDU...

Bafra’nın bu iki kuruluşu, Bafra’nın geleceğiydi, aşkıydı, umuduydu. 
Bu aşk çok insan için, karnında kelebekler uçması gibiydi. 
Ama bu aşkı, bu umudu bu insanlara, Bafra’ya çok gördüler. Aşk anlamını yitirdi, aşka ihanet edildi. Bafralılar bu iki kuruluşun kapanmasıyla, sabah pencerelerinden süzülüp gözlerine vuran sinir bozucu güneş ışıklarından korunmak için başlarına yorganı çekip yatılar. 

HİKAYENİN BİTTİĞİNİ BAFRALILAR ÇOK GEÇ ANLADI

Ses mi? Hiç kimsenin bu aşkın, bu umudun neden bittiğinin peşine düşmeden, öylece uykuya daldılar. Bafra’da her şey gibi bu iki güzide kuruluşu kaybetmek ellerinde tutamamaktan ibaretti yaşam. Bafra’nın her sabah 'Günaydın' diyen esnaf insanları, sokaklardan işlerine başları eğik olarak gittiler. Çünkü ekonomik mutlulukları bitmişti. İşsizlik ve işlerin kesatlığı acı hikâyesini beyaz sayfalara, yıllar sonra döktü. 

Bafralılar bu beyaz sayfadaki satırları okuduklarında, hikâyenin önceden bittiğini çok geç anladılar. Bir masalın, bir mutluluğun aşkından mahrum olduklarını, geç fark ettiler. 

Bir başka anında görüşmek üzere..

ayhan-piryoll-3-001.jpg
 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum