İMAN OLMADIKTAN SONRA YAPMIŞ OLDUĞUMUZ HİÇBİR İBADETİN ALLAH KATINDA MAKBULİYETİ YOKTUR.

Bafra Müftüsü Necmettin Kayar, Yüce Allah biz kullarına, ilk önce kendisine imanı vacip kılıyor” dedi. Kayar sözlerine şu şekilde devam etti,  Allah’a inanmak, Allah’ın bizim üzerimizde ki haklarından üçü şu şekilde  iman, bilgi ve amel bilgi imanlaşmadığı sürece, kültürden ibaret kalır. Allah resulü de oruçla ilgili bir hadisi şeriflerinde “her kim inanarak, mükâfatını yüce rabbinden bekleyerek oruç tutarsa onun geçmiş tüm günahları bağışlanır buyuruyor peygamber efendimiz. İman olmadıktan sonra yapmış olduğumuz hiçbir ibadetin Allah katında makbuliyeti yoktur.

KUL ALLAH’IN RIZASINI KAZANMAK İÇİN ÜZERİNE DÜŞEN GÖREVLERİNİN NE OLDUĞUNU İYİ BİLECEK

Biz çok kültürlü de olabiliriz, çok bilgili de olabilir. Alanımız da, bilgi sahibi de olabiliriz onları imanlaştırmadığımız sürece yine bilmiş olduğumuz bilginin bize bir faydası yoktur. O nedenle iman sahibi olduğumuz Allah’a, ahiret gününe, inanan insan imanının gereklerini yani inanmış olduğu varlığın rızasını kazanmak için üzerine düşen görevlerinin ne olduğunu iyi bilecek.

BİLGİNİN İMANLAŞMASI ÖNEM ARZ EDİYOR

Bilmek yetmez, içimizde ki bilgiyi imanlaştırıp eyleme dönüştürmek lazımdır diyen Kayar, “ Dinimiz bizden bunu istiyor ve Allah bu konuda da bizler için gerçekten rahmet kapılarını sonuna kadar açmış olduğu bir zaman dilimi sunuyor. Hatta ramazan girdiğinde Allah’ın resulü şöyle diyor, Ramazan girdiğinde Cennet’in kapıları açılır, Cehennem’in kapıları kapanır, şeytanlarda bağlanır. Bazı kapılar vardır, gördüğümüz zaman bizi tedirgin eder.  Bazı kapılar vardır o kapılara baktığımızda huzur buluruz, bazı kapılar vardır ki sizi günaha götürür,  kötülüğe götürür,  Allah’ın istememiş olduğu bir fiili yapmaya zorlar, ama siz bir mümin olarak o anlarda bile sabrettiğiniz de Züleyha’nın kilitlemiş olduğu kapılar sizin için Cennet kapıları olur.

ORUCU BOZAN HUSUSLARI KURAN BİLDİRİYOR

Asrı Saadet’ten günümüze gelinceye kadar, orucun tutulması ile ilgili, kuralları orucu bozan hususları bize Kur’an bahsediyor, sünnet bahsediyor. Sağlık sektöründe çıkan yeni uygulamalarla birlikte, karından gıdalanma, vücuda giren maddelerin bu bölgelere zerk edilmesiyle beraber, enjekte, iğne, deri altına yapılan zerkler ile beraber olan durumlar. 2005 yılında Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı’mız orucu bozan hususları, ya da tıp alanında bazı yapmış olduğumuz tedavi uygulamalarımızın orucu bozan hususları şöyle sıraladı, vücuda kan vermek, vücuda serum vermek, vitamin içerikli iğne yaptırmak, su ve yap gibi benzeri gıda besini taşıyan, dışardan vücuda verilmesiyle uygulanan endozkopi, koronaskopi, bölgesel ve genel anestezi yaptırmak, hemetom diyalizine girmek, periton diyazlizine girmek, damara serum verilerek yapılan hemodiyazliz orucu bozan hususlardan olup tıp dilinde orocu bozmayan hususlar ise şu şekilde sıralanmış, salgın hastalıklar için yapılan aşılar, ağrıyı dindiren iğneler, besleyici içeriğe sahip olmayan sırf tedavi maksatlı iğneler, hastaya herhangi bir sıvı verilmeden hemodiyaliz yaptırmak, anjiyo ve biopsi yaptırmak, vücuda merhem sürmek, vücuda ilaçlı bant yapıştırmak gibi tedaviler orucu bozmaz” dedi.

Haber: Emre Şahinol