HAYIRLI BULUŞMALAR!

HAYIRLI BULUŞMALAR!

Daha üç gün önce “Diyarbakır'da, Sayın Barzani'nin, 38 yıldır ülkesinden uzak kalan Şivan Perver'in, değerli sanatçımız İbrahim Tatlıses'in ve on binlerce Diyarbakırlının bulunduğu tarihi bir buluşmaya şahit olduk.

A+A-

Diyarbakır'da da diğer 80 vilayette de insanlar sevinç gözyaşları döktüler” demiyor muydu Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan? Ve ben, daha dün “ Sayın Başbakan’ın ‘Sayın” dediği Barzani’nin elinde Kuzey Irak Türkmenlerinin kanı var. Tapu ve nüfus dairelerin yangınından kalma karalar var. Ve geçmişi yok saymayan, hafızası hala canlılığını koruyan herkesin kulağında “Türklere bir Kürt kedisini bile vermem” ya da “Siz Kerkük’e karışırsanız ben de Diyarbakır’a el atarım’ sözleri var” diye yazmıyor muydum?
Ben o satırları yazarken, Mesut Barzani’nin kimi gazetelerin görmezden geldiği kiminin de “çok tartışılacak sözler” diye verdiği konuşması henüz gündeme düşmemişti. 
“Yeni yıl aynı zamanda Kürdistan topraklarını parçalayan Çaldıran Savaşı'nın da 500'üncü yıldönümü. 2014 yılının Kürtlerin onurlarının, haklarının ve topraklarının verilmesinin başlangıcı ve Kürtlerin meşru mücadelesinin ilerlediği bir yıl olmasını umuyorum" 
Böyle diyor Kak Mesut. “Kak” ağabey demekmiş Kürtçe. Düne kadar o bizimkilere “ağabey” diyordu şimdilerde bizimkiler ona “Kak” diyorlar. Tıpkı öteki aşiret reisine de “Mam Celal” dedikleri gibi. Daha yaşlı ya, onun için ağabey demiyorlar “amca” diyorlar! Ah kader, bizlere neleri reva gördün böyle?
Bir ay önce ağırladık bu Kak Mesut’u Karakoyunluların başkenti, Türkmen yurdu Diyarbakır’da. Ve cüretine cüret katsın diye sanki Türkiye’nin bir parçasından “Kürdistan” diye bahsettik tarihimizde ilk kez. İsyan ve ihanetin sırtının sıvazlanmasının neye mal olduğunu en iyi bizim bilmemiz gerekirdi. Koca bir imparatorluğu özerklik talepleriyle başlayan ve sonunda bağımsızlıkla noktalanan ayrılıkçı ihanete kurban vermiş bir milletin evlatlarıydık. Heyhat ki ders alamayacak kadar kendi tarihimize yabancıydık.
Kimse kendisini kandırmasın ve kimse bu milleti oyalamasın! Vatanın bütünlüğü vatan topraklarının bir bölümünde gözü olanların himmetine bırakılamaz. Barış ihanete taviz vererek sağlanamaz. Verilecek her taviz istenecek yeni tavizlerin önünü açacaktır ve ihaneti önlenemez noktaya taşıyacaktır. 
Türkiye uzun süre taşların bağlanıp itlerin serbest bırakıldığı köy görünümde kalamaz. Türkiye’yi buna mahkum etmek isteyenler de böyle görenler de yanıldıklarını kısa zamanda anlayacaklardır. Bundan şüphem yok. Bu millete ve bu devlete hep güvendim, güvenmeye de devam edeceğim. Onun suskunluğu çaresizliğinden değil sabrından ve ağırlığındandır. Devler geç doğrulur ama bir kere ayağa kalkarlarsa da işlerini bitirmeden oturmaz. Bu milletin tarihi ihanetlerin ve gafletlerin olduğu gibi kahramanlıkların da sayısız örnekleriyle doludur.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.