Yaşadığımız şehir Bafra “Şirin Bafra” ”Yeşil Bafra”  “Güzel Bafra” ne kadar sevsek azdır şehrimizi. Acı tatlı çok olayı yaşıyoruz bu güzel şehrimizde. Lakin son günlerde yaşadığımız olaylar bize ne oluyor böyle sorusunu getiriyor?
BİZE NE OLUYOR BÖYLE?
Evet, bize ne oluyor?
Biz yaşadığımız şehrimizde mutlu yaşayan insanlardık. Ne oldu da bize bu hale geldik.
Toplum olarak eksik olan ne?
Biz Müslüman bir toplumuz. Bizim dinimizde intihar var mı? Hayır.
Hadis-i Şeriflerde buyuruluyor ki;
Hastalık ve dünya sıkıntılarından kurtulmak için ölümü istemek caiz değildir. Fakat dindeki fitneler sebebiyle ölüm istenebilir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ölümü istemeyin! Çünkü bir kişi iyi ise, yaşadıkça iyiliği artar. Kötü ise, hatalarından dönüp doğru yola gelebilir.) [Buhari]

(Sıkıntılardan dolayı ölümü istemeyin! Dayanamayan, "Ya Rabbi, hakkımda yaşamak hayırlı ise, yaşamayı, ölmek hayırlı ise, ölümü nasip et!" desin!) [Buhari]
İşte dinimizde buyrulan bu.
O zaman neden biz intihar ediyoruz?
Evet ben psikolog değilim, din adamı hiç değilim. Ben bir haberciyim. Yaşadıklarım ve gördüklerim beni korkutuyor. Biz toplum olarak hiç iyi bir yere gitmiyoruz. Bizim toplum olarak sonumuz hiç iyi gözükmüyor.
İlk olarak 16 yaşında bir gencimiz silah ile kendi canına kıyıdı. Ardında birçok iddia bırakarak… Mavi balina denilen bir oyun” belki budur, belki değildir. Âmâ 16 yaşında bir genç yaşamına son verdi sonuç bu…
Ardından 2 gencimiz köprüden atladı. Canlarına kıymak istediler. Bizde Bafra olarak şunu dedik madem ölmek istediniz o zaman ölün. Bizde sizi canlı olarak yayınlarız dedik. Hayatlarını kaybedince de başladık şehrimizde suçlu aramaya. Bırakın bu robin ayaklarını kardeşim bırakın. Herkes suçlu. Siz değil misiniz çektiğiniz fotoğraf ve videoları sosyal medyada paylaşan. Yok şu yüzden, yok bu yüzden. Çok mu güzel oldu sonuç. Türkiye’ye yine adımızı duyurduk? Nasıl olduğunu pervasız ve düşüncesizce paylaşım ve manşet yapanlar söylesin. Herkes kendine yakışanı yapar. Nihayetinde 2 can gitti.
SON OLAYIMIZ
Genç bir berber kardeşimiz canına kıydı anonsu yüreğimizi yaktı. Pazar günü. Olay yerinde gördüğümüz tablo inanın en görmek isteyeceğiniz bir tablo değil. Allah kimseyi bu acıyla imtihan eylemesin. Genç kardeşimiz canına kıymış. Ardında gözü yaşlı bir eş, bir minik çocuk. Yürekleri yanan anne, baba ve sevenleri…
BİZE NE OLUYOR BÖYLE?
Çok basit
Evet ben psikolog değilim, sosyolog değilim, din adamı hiç değilim. Ben bir haberciyim. Fakat şunu çok iyi biliyor ve görüyorum. Biz artık biz değiliz. Bize bu yaşam on beden büyük geliyor. Biz çok hızlı değişime uğradık. Bizler toplumu eğitmek yerine, menfaatlerimizi ön plana çıkardık. “Ben” kavramını ön planda tutmaya başladık. ”Bana ne” demeyi ilke edindik. Sonuç ortada.
Eğitimin olmadığı, dinin ticarete alet edildiği toplumun geldiği son nokta!
HERKES SUÇLU
Eğitimcimizde!
Din adamlarımız da!
Habercimizde!
Yetkililerde!
Yetkisizlerde!
Kimse kimseyi kandırmasın.
Suç hepimizin…
Allaha emanet olun.