Yayla; "Başörtüsünü kazandık, Tesettürü kaybettik"

Eğitimci Ömer Yayla 28 Şubat “Postmodern” darbe yıllarını gazeteci Abdullah Özdemir’e anlattı. Yayla, “O dönem belki türbanı kazandık, tesettürü kaybettik” dedi.

A+A-

28 Şubat değince yılın 12 ayından birisi olan 28 ya da 29 gün çeken bir ay olarak görmemek lazım diyen eğitimci Ömer Yayla şöyle devam etti. “Maalesef yakın tarihimiz de diğer bir ifadeyle çeyrek asır önce 28 Şubat 1997’de küresel güçlerin içimizde ki uzantılarını iktidarı alaşağı etmek yönetimi değiştirmek için girişmiş olduğu bir “postmodern” darbe. Postmodern darbe nedir diye sorulduğu zaman pek izahı yapılamıyor.

GEÇMİŞTEN BUGÜNE ÜLKEMİZDE DARBELER ZİNCİRİ VAR

Postmodern darbe deyince tabi ki ülkemizde bir darbeler zinciri var geçmişten bugüne. Abdulhamit Han ile ittihat terakki ile başlayıp günümüze gelene kadar 17 tane darbe ve darbe teşebbüsü olmuş. Tabi bunların 2 tanesi darbe diğer 15 tanesine de “postmodern” darbe diye isimlendirebiliriz.

100 YILDIR ÜLKEMİZE DİZ ÇÖKTÜRMEYE ÇALIŞANLAR ZAMAN ZAMAN DEVREYE GİRİYOR

28 Şubat soğuğunu bu ülkemiz yaşadı diyen Yayla, son 100 yılda özellikle ülkeye diz çöktürmek isteyenler zaman zaman devreye girerek 10 yılda bir darbe girişimlerine devam eden bir zincirler halkası oluşturuyor. Son dönemlerde yapılan önemli darbelerden bir tanesi de 15 Temmuz darbe girişimidir. Bu darbelerin gayesinin amacının ne olduğunun da altını çizen eğitimci Ömer Yayla,  bin yıldır bu topraklarda islamla adeta et ve tırnakla özdeşleşmiş bir toplumu kendi birikiminden, kültüründen, değerlerinden, milli ve yerli olan her şeyden koparıp ve uzaklaştırmak. Dolayısıyla elini zayıflatarak kendilerine muhtaç kılıp diğer bir ifadeyle parçalamak bölmek ya da ortadan kaldırmak ve yok etmek amacına yönelik yapılmış girişimlerdir” dedi.

MİLLETİMİZ BU HİÇ BİR ZAMAN MÜSADE ETMEDİ

Milletimizin özverisi, sağduyusu bu darbe girişimlerine hiçbir zaman müsaade etmediği gibi bundan sonra da müsaade etmeyecektir.  28 Şubat’ta sahte gündemler oluşturularak islamın ilticai bir faaliyet oluğu bunu da sistem için rejim için tehlike arz ettiğinden yola çıkılarak değerlerinden kimliğinden uzaklaştırılmaktı. 28 Şubat’ın diğer bir amacı da islami kimliği taşıyan değerleri ya da kurumları zayıflatmak, hor görmek, aşağılamak ve ülke içerisinde ki etnik grupları harekete geçirip içeride bir kargaşa huzursuzluk çıkarıp yine ülkenin birlik beraberliğini bozmak dağıtmak ve ülkeyi tekrar kaosa sürüklemekti.

TÜRBANI KAZANDIK, TESETTÜRÜ KAYBETTİK

Darbeyi gerektiren sebepler içerisinde rahmetli Erbakan’ın D8 kuruluşu vardı. Buda “İslami Birlik Konfederasyonu” diyebiliriz. Bunun içerisinde Türkiye vardı, Pakistan vardı, Endonezya, Malezya, İran, Mısır bir de Nijerya vardı. Bu oluşum küresel güçleri korkuttu. BU sekiz ülkenin bir araya gelmesi demek 1 milyona yakın potansiyel gücün bir araya gelmesi demekti. Buda küresel güçleri korkutmuş olsa gerek ki buda gerekçe sayılarak içeride ki yandaşlarının önüne sunulmuş oldu.  28 Şubat günü çok güzel mücadeleler verildi. Belki Başörtüsü kazanıldı ama bu gün gelinen noktada “başörtüsünü kazandık, tesettürü kaybettik” bunu da rahatlıkla ifade edebilrim” dedi.

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum