Tekin, açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “ 
Toplumların millet olabilmeleri, varlıklarını, tarihlerini ve tarihi şahsiyetlerini genç nesillere öğreterek, yeni gelen kuşakların milli şuurla yetişmelerini sağlamaktan geçer. Hal böyleyken zincire vurularak esaret altına alınmak istenen, son yurdundan sökülüp atılarak yok edilmek istenen bir milletin yeniden diriliş hareketini ve o karanlık günlerde Türk milletinin göstermiş olduğu üstün kahramanlık destanını ve vatan sevgisini, savaş yıllarında halkın sıkıntılarını ve bu sıkıntılara rağmen umudunu hiç kaybetmeden, 15 yaşındaki çocuğundan 70 yaşındaki ninesine varıncaya kadar, büyük bir inanmışlık örneği göstererek, yurdunun her köşesinde ayrı ayrı kahramanlık hikâyeleri yazan bir milletin ruh halini ve yaşanmışlıklarını en güzel şekilde anlatan, toplumun o günlerdeki psikolojisini günümüze kadar taşıyabilen, her daim başımızın dik alnımızın ak olduğunun ispatı bir marş yazarak, bu gün dahi dinlerken milli duygularımızı yoğunlaştıran ve bizlerin kurtuluşun her anını içimizde hissetmemize vesile olan Üstat Mehmet Akif Ersoy’u sadece 12 Mart’larda değil, senenin 365 günü zihinlerde yaşatabilmek gerekmektedir. Akif’in örnek yaşantısını, vatanperverliğini ve devletine olan sadakatini çocuklarımıza öğretmek ve üstadı anlamalarını sağlayabilmek, bizlerin en büyük milli vazifelerimizden biridir. İstiklal Marş’ımızın sadece bir şiir değil, varlık mücadelesi veren bir milletin bağımsızlığına sözcülük ettiğini, Büyük Türk Milletinin ve Türk’ün son devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını tüm dünyaya haykırışı, Devletimizin hangi şartlarda kurulduğunu ve bu gün ise ülkemizin bütünlüğüne kast eden oluşumların oyunlarını bozmaktaki en önemli motivasyon kaynaklarımızdan biri olduğunu, bizden sonraki nesillerimize benimsetmemiz gerekmektedir.

 Günümüzde milli ve manevi değerlerimizi yıpratmak amacıyla yapılan girişimlere sıkça rastlamaktayız. Bu sebepten dolayı tarihimize her zamankinden daha sıkı sarılıp, geçmişte yaşanmış olayları daha iyi analiz edip anlamalıyız. Ülkücü hareket ve onun siyasi arenadaki temsilcisi olan Milliyetçi Hareket Partisi, geçmişinden aldığı güçle, bu gün ve bugünden sonrada, tarihin üzerine yüklemiş olduğu misyon doğrultusunda adımlar atmaya devam edecek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Büyük Türk Milletinin muasır medeniyetler seviyesine ulaşması, tek Devlet, tek Millet, tek Bayrak, tek dil olarak sonsuza kadar varlığını sürdürebilmesi için üzerine düşen vazifeyi layıkıyla yerine getirecektir. Öncelikle İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy olmak üzere, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, marşın yasalaştığı oylamada bulunan 1.TBMM üyeleri ve milletimizin bağımsızlığı için kanını bu vatanın toprağına döken aziz şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Allah bu milleti bir daha İstiklal Marşı yazmak durumunda bırakmasın, milletimizin bağrında Akif’ler her daim var olsun. ‘Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak’