Süleyman Karagöz: “Amerika ne istedi ise veren AKP’nin kölelik mantığı”

Süleyman Karagöz: “Amerika ne istedi ise veren AKP’nin kölelik mantığı”

Saadet Partisi Samsun Milletvekili Adayı Süleyman KARAGÖZ, mahalle ziyaretlerine devam ediyor.

A+A-

11 yıl boyunca birlikte çalıştıkları, TSK’ya yönelik Ergenekon kumpaslarını birlikte hazırladıkları ve biri birlerine iltifat ve ikramlar yağdırdıkları Cemaat için sonunda kalkıp, “Bunlar bizi kandırdı, saflığımızdan yararlandı” diyerek sorumluluktan sıyrılmaya çalışan… Çözüm Süreci safsatasıyla yıllar boyu PKK’nın Doğu ve Güneydoğu’da teşkilatlanıp-silahlanıp topyekûn kalkışma hazırlığına fırsat ve ruhsat sağladıktan sonra, ardından “PKK bizi aldattı, iyi niyetimizi kötüye kullandı!” demekten sıkılmayan safdirik kahramanlar şimdi Suriye ve Esed konusunda da geri adım atmaya mecbur kalmış, ama nasıl bir yüzleri varsa zerre kadar mahcup da olmamışlardı. Üstelik bu basiretsizlik ve beceriksizliklerine, kiralık yağcı yazar-yorumcu takımı; “stratejik gereklilik ve manevra kabiliyeti” kılıfı geçirmekten de utanmamışlardı.

Kurban Bayramı'ndan önce sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Moskova gezisi dönüşünde“Esed’li geçişten” söz etmeye başlamıştı. Aslında Cumhurbaşkanı BM Zirvesi nedeniyle Başkan Obama ile Putin arasında yapılan görüşmede kararlaştırılan bir projeye mikrofonluk yapmaktaydı.Bu plana göre Esed yine Devlet Başkanı kalacak, ama bağımsız bir geçiş hükümeti kurulacaktı. Suriye ordusu ve istihbaratı geçiş hükümetine bağlı olacaktı. Esed ve ailesinin geleceği de makul bir sürede karara bağlanacaktı. İyi de madem böyle bir seçenek vardı öyle ise boşu boşuna öldürülen 300 bin insanın, göçe mecbur bırakılan milyonların günahı kimlerden sorulacaktı. Hep “aldandık, aldatıldık” demekle nereye varılacaktı? Bu arada Kıbrıs’ta da Rumlarla ortak hükümete AKP razıydı. Bu 1974 öncesine dönmek ve KKTC’den vazgeçmek anlamını taşımaktaydı.

Amerika ne istedi ise veren AKP’nin kölelik mantığı!

Türk-Amerikan İşadamları Derneği toplantısında ABD’li bir yetkili değil, AKP’li bir yetkili konuşuyordu… “Amerika ile işbirliğinde stratejik sivil ortaklığın da geliştirilmesini ve böylece ortaklığın derinleştirilmesini istiyordu!?” Yani gönüllü ve daha güdümlü, daha verimli bir işbirlikçilik arzulanıyordu!

ABD ile yapılan siyasi işbirliği ve stratejik teslimiyet sonucu komşularla sıfır sorun politikasından “sıfır komşu” durumuna geldiğimiz şu noktada, AKP hâlâ coğrafyamızı darmadağın eden ABD ile “yeterince” iyi bir ortak olmadığımızı düşünüyordu! 50 yıldır ABD ile ortaklığı yeterince geliştiremediğimizi savunan ve bundan yakınan AKP’nin önemli ismi Binali Yıldırım, “Gerçekten ortak olmanın ve bunu derinleştirmenin yolunu arayıp bulmalıyız” diye yakınıyordu.

AKP’nin Irak, Afganistan ve Suriye başta olmak üzere bölgede yıllardır akan kanın sorumlusu olan işgalci emperyalizmin aynı zamanda Güneydoğu’ya yapılan yatırımları sabote eden ve terörü tekrardan tırmandıranın PKK’nın ardındaki gücün ABD olduğu gerçeğini görmezden gelerek “barışa yatırım” mesajlarıyla, güdümlü köle zihniyetine ve gönüllü sömürge davetiyesine şaşmamak gerekiyordu. Binali Yıldırım, “Yatırımlar yüzünden terör örgütü telaşlandı. Planları tutmadı, bunların iradesi kendi elinde değil, onlara patronları(!) iş veriyor, bu gün git şurayı bas, şurayı bombala diyor” diye konuşuyor, ama PKK’nın Amerika’nın maşası olduğunu unutuyordu.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.