Son Günlerde Sosyal Medyada Gündem Olan Kıyma

Son Günlerde Sosyal Medyada Gündem Olan Kıyma

Kıymada boya kullanılıp kullanılmadığı konusunda Gıda Mühendisleri Odası Kocaeli Temsilciliği açıklama yaptı.

A+A-

Konuyla ilgili Tarım ve Orman Bakanlığı da yaptığı denetim sonuçlarını paylaştı ve bir açıklama yaptı. 
Bildiğimiz gibi, bir marketten paketli kıyma alan tüketici kıymanın 
renginden şüphe ediyor. Bunun üzerine bir miktar kıymayı suyun 
içerisinde bekleterek suyun renginin kırmızıya döndüğü ve kıymanın da 
beyazlaştığını gösteren bir video çekiyor. Videosunu sosyal medyada 
“kıymada boya olduğunu” iddia ederek paylaşıyor.
Ülkemizde gıda konusunda ciddi bir bilgi kirliliği var. Gıda güvenliği, 
gıda kimyası, prosesleri ve mikrobiyolojisi konusunda uzman olmayan 
kişiler, gerek sosyal medyada gerekse ulusal basın ve yayın organlarında 
sürekli beyanlarda bulunuyorlar. Bu beyanlar doğruluğu tartışılmadan ve 
kanıtlanmadan, sanki doğru ve nihai bilgilermiş gibi kamuoyuna 
duyuruluyor. Halkımız da bu bilgi kirliliğinin ortasında kalıyor. Neyi 
yemesi, neyi yememesi gerektiği konusunda insanlarımızın kafası 
karıştırılıyor, çoğu zaman da doğru olmayan bilgilerle dolduruluyor.
Kıyma ile ilgili videoyu yayınlayan vatandaşımız da aslında kötü niyetli 
olmadan, şüphelendiği bir durumu basit bir yöntemle kanıtladığını ve 
bunu kendisi dışındaki kişilerin de bilmesi gerektiğini düşünerek 
paylaşıyor.
Peki vatandaşımızı kıymada boya olduğunu düşünmeye iten sebepler nedir?
Ülkemizde özellikle son on-on beş yıldır maalesef gıdada tağşişler, gıda 
zehirlenmeleri sık sık yaşanır hale geldi. Eski adıyla Gıda, Tarım ve 
Hayvancılık Bakanlığı, yeni adıyla “GIDA”sı atılan Tarım ve Orman 
Bakanlığında ihtiyaca cevap verecek yeterlikte Gıda Mühendisi 
istihdamının olmayışı, bu yüzden gıda işletmelerinin yeter sıklıkta ve 
etkin bir şekilde denetlenemiyor oluşu bunun en önemli sebeplerinden 
biri. Bu yüzden maalesef bir halk sağlığı sorunu olan gıda güvenliği 
üretici firmaların insafına bırakılmış durumda.
Gıda zehirlenmelerinin ve gıdada tağşişlerin bir diğer önemli sebebi de; 
etten süte, buğdaya kadar neredeyse tüm temel gıda maddelerinde dışa 
bağımlı hale getirilişimiz ve gıda fiyatlarındaki yüksek artışlar. 
Örneğin Türkiye’de etin kilosu satın alma gücü ile karşılaştırıldığında 
Avrupa ülkelerine oranla oldukça pahalı. Bizde 45-55 TL arasında değişen 
etin kilosu Avrupa ülkelerinde 5-8 Euro aralığında.
Bu yüzden önemli bir protein kaynağı ve çocukların gelişmesinde rolü 
büyük olan eti yeterince tüketemiyoruz. Et yemeyen-yiyemeyen çocuklarda 
B12 vitamini eksikliği ve demir eksikliği kaçınılmaz oluyor. 2017 
yılında Avrupa’da yıllık kişi başı et tüketimi ortalama 80, ABD’de 110 
kilogram civarında. TÜİK’in verilerine göre, Türkiye’de 2017’de kişi 
başı 13 kilo et tüketildi. Ülkemizde demir eksikliğinin çocuklarımız ve 
özellikle kadınlarımız arasında bu kadar yaygın oluşu da yetersiz et 
tüketiminden kaynaklanıyor, büyük oranda.
Temel gıda maddelerinin fiyatlarındaki fahiş artışlar tüketicilerin 
“ucuz gıdaya” yönelmesine sebep oluyor. Bu yüzden, kimi fırsatçılar 
tarafından güvenli olmayan, sahte gıdalar üretiliyor. Bütün bunlar 
tüketicilerde marketten, pazardan ya da herhangi başka bir yerden aldığı 
gıdalara karşı bir güvensizlik yaratıyor. Tüketicilerimiz bunda da 
haksız değil.
Örneğin Tarım Bakanlığı tarafından, çeşitli dönemlerde piyasadaki gıda 
ürünleri yetersiz de oranda da olsa kontrol ediliyor ve kontrol 
sonuçları açıklanıyor. 2018 yılının Mart ayında taklit veya tağşiş 
yapıldığı kesinleşen, aralarında et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, 
bitkisel yağ, bal, takviye edici gıdalar, çikolata ve enerji içeceğinin 
yer aldığı 173 firmaya ait 282 parti ürün kamuoyuna açıklandı.
Bunlardan konumuz olan et ve et ürünlerinin bazılarında laboratuvar 
tahlilleri sonucunda taklit ve tağşiş yapıldığı tespit edildi. Sucuk, 
köfte, kebap, sulu köfte, karnıyarık, kıymalı börek, lahmacun, pide 
harcı ve döner ürünlerinin aralarında bulunduğu 70 parti ürüne ait 
bilgiler açıklandı. Tarım Bakanlığı tarafından, içinde kırmızı et olduğu 
belirtilen ürünlerin çoğunda kanatlı eti ve tek tırnaklı hayvan eti 
tespit edildiğini, özellikle “kıymalı” olarak satışa sunulan pide ve 
yemek harçlarında kıyma-et yerine sakatat, deri, baş eti gibi tağşişlere 
rastlandığı ifade edildi.
Ayrıca dana kıymaya tavuk kıyması, tavuk sakatatı, boyanmış iç yağ 
katıldığı da daha önce kamuoyuna yansıyan tağşiş haberleri arasında yer 
alıyor.
Sosyal medyada ve yazılı-görsel basında yukarıda bahsettiğimiz kıymada 
boya konusunun yaygınlaşması üzerine, Tarım Bakanlığı 9 ilde 10 et 
parçalama tesisinden ve Türkiye genelinde 33 ildeki satış noktalarından 
numune alarak konuyu incelemeye aldı. Alınan numunelerdeki ilk analiz 
sonucuna göre ‘kıymada boyaya’ rastlanmadığını açıkladı. Konunun 
kamuoyunda geniş yer bulması Tarım Bakanlığını da harekete geçirmiş 
oldu.
Bir halk sağlığı sorunu olan gıda güvenliğinin sağlanabilmesi ve gıdada 
tağşişlerin önlenebilmesi için; Tarım Bakanlığında yeter sayıda Gıda 
Mühendisi istihdamı edilmesi, yeterli ve etkin denetimler yapılması 
gerekir. Halkımıza ve özellikle çocuklarımıza sağlıklı, güvenli, 
besleyici ve yeterli miktarda gıdanın uygun fiyata sunulması gerekir. 
Ancak bundan sonra kamuoyunda ve tüketiciler nezdinde; satışta olan her 
ürün için, Tarım Bakanlığının denetiminden geçmiş ve market rafına ondan 
sonra gelmiştir, güvenli gıdadır, güvenle tüketebilirim, algısı 
oluşabilecektir.
Böylece bilgi kirliliğinin de önüne geçilebilecektir. 

Etiketler : , , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.