Bafra55.net ekibi olarak Samsun Manda Yetiştiriciliği Başkanı İsmail Metin ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, bu önemli sorun ve çözüm önerileri üzerine konuştuk.
Samsun’un Bafra ilçesinde, manda yetiştiriciliği ve yerel ekosistemin korunması giderek zorlaşan bir hal alıyor. Bölgedeki manda yavrusu kayıpları %10 seviyelerine ulaşmış durumda. Yerel çiftçiler, yabani ve yırtıcı hayvanların, özellikle çakalların ve domuzların manda yavrularına verdiği zararı defalarca yetkililere iletmiş olsa da soruna çözüm bulunamıyor.Manda yetiştiriciliği, delta ekosisteminin korunmasında kritik bir rol oynuyor. Bir manda, 10,5 ayda doğum yapar ve 3 yaşında verim vermeye başlar. Ancak, bu süreçte yaşanan kayıplar hem çiftçileri hem de bölgedeki ekosistemi olumsuz etkiliyor. Yerel çiftçiler, ekolojik dengeyi sağlamak için manda yetiştiriciliğini sürdürmeye çalışırken, devletin ilgisizliği ve yanlış politikalar karşısında umutsuz bir şekilde çözüm arayışına giriyorlar.
Bafra'da, yerli ördeklerin yok olması da ekosistemi zorlaştıran bir diğer faktör. Yabani ördeklerin yerini almasıyla birlikte, ekosistemdeki dengenin bozulduğuna dikkat çekiliyor. Yerel halk, doğayı koruma konusunda devletin ve yerel yönetimlerin daha fazla adım atması gerektiğini vurguluyor. Ancak, yanlış koruma politikaları ve ekosisteme zarar veren uygulamalar sorunun çözülmesini engelliyor.
Bafra'nın bir zamanlar kuş cenneti olarak bilinen bölgesi, 10 yıl önce karabataklar, sığırcıklar ve saz horozlarıyla doluydu. Şu anda ise bu türlerin çoğu yok olmuş durumda. Çakalların annelerini yiyip, altındaki yumurtaları da tüketmesi, ekolojik dengenin ne kadar bozulduğunun bir göstergesi.
Çiftçiler, "Buranın manda yetiştiricisi, balıkçısı, koyuncusu var. Eğer biz olmasaydık, burası korunmazdı. Delta olmasa manda olmaz, manda olmasa ekosistem dengesini sağlamak imkansız" diyerek, ekolojik dengenin korunması için daha etkin adımlar atılmasını talep ediyor.
Yerel halk, ekolojik dengeyi sağlamak ve yerel hayvanları korumak için devletin daha fazla destek sunmasını istiyor. Ancak, yanlış çalışmalar ve doğayı tahrip eden politikaların devam etmesi, bölgedeki doğal yaşamın sürdürülebilirliğini tehlikeye atıyor.