BİTKİ VE  STRES

Esra Deniz KARAGÖL


Yaşam muazzam bir kompleks. Stres bu muazzam yapının önemli bir parçası.   Her yaşamdaki karşılığı farklı.  insandaki iki ana stres kaynağı akademik ve ekonomik. Özellikle çocukların yeterli ders çalışmamasından yaşanılan stres, gelir-gider dengesinin  bozulmasından yaşanılan stres. Kişiden kişiye değişmekle birlikte ekonomik ve akademik nedenleri sağlık ve güzelliğe bağlı stresler takip ettiği  düşünülebilir. Bu iki ana sebebe  anlık veya kronik birçok başka stres konusu eklenebilir. Stres  Kelimesini ilk duyduğumuzda olumsuz bir çağrışım yapsa da  aslında öyle değil stres bizi zinde tutan, mücadeleyi geliştiren bir etken. Tabii yıkıcı etki göstermeyecek şiddette  ve sürede olması koşulu ile. Çok şiddetli ve uzun süreli streslerin  kötü hatta ölümcül  sonuçları malum.
Hayat zor. Hepimiz için. Diğer canlılar içinde. Dünyanın doğanın dengesi o kadar bozuldu ki en masum hayvanlar  ve bitkiler bile bundan payını aldı. Bitkilerdeki başlıca stres kaynakları:
1-su stresi
2- tuz stresi
3-sıcaklık stresi
4- soğukluk stresi
5-don stresi
6-ışık stresi
7-hastalık stresi
8-su taşkını stresi (fazla su stresi)
9-oksidatif stres (ozon kaynaklı)
10-hava kirliliği stresi
11-ağır metal stresi vb.
Stres kaynakları, İnsanlarda sağlık ve ekonomik,  hayvanlarda barınma, beslenme, güvenlik, bitkilerde iklimsel bozulmalar ağırlıklı olarak öne çıkıyor. Bitkinin trafik, geçim, sınav vb dertleri yok. En büyük derdi, su, beslenme ve fotosentez. O kadar önemlidir ki  mantarlar ve az sayıdaki  bazı özelleşmiş bitki plantasyonları hariç Bütün yeşil bitkiler fotosentez yapamazlarsa ölürler. Su zaten yaşaması için en temel gereklilik. 
Şu anda yaşamakta olduğumuz 2019  yılı sonbahar ayları mevsimsel değerlerin üzerinde yüksek sıcaklıkta  geçiyor. Kışın Yaprak döken çok yıllık meyve ağaçları hala dinlenmeye girmedi. Doğası gereği kış aylarını uyuyarak (dinlenmede) geçirmesi gereken türlerin bile hala iletim demetleri aktif, bu aylarda durması gereken  su ve besin taşınımı devam ediyor. Yani sınava ve trafiğe girmeselerde bitkilerde stresde. Bitkilerde , İnsan ve hayvandan farklı olarak hareket kabiliyeti olmadığından yer değiştirmeleri mümkün değil. Bizden farklı olarak, bitkilerin ortam şartlarını veya ortamını değiştirebilecek bir “savaş ya da kaç” mekanizmaları yok. Bu durumda iklim bitkilerin dünyada yayılmasını önleyen en önemli faktör olarak karşımıza çıkıyor. Küresel iklim değişikliği de bitki stresinin en baş aktörü olarak sahnede.
Strese dayanıklılık mekanizması bitkilerde iki şekilde etkili olup bitkiler ya geliştirdikleri önleyici mekanizmalarla stres faktörlerinin etkinliğini önlemekte ya da tolerans mekanizmalarıyla karşı koyarak yaşamlarını sürdürmektedirler.

 Bitkiler, hayvanlar ve mikroorganizmalar ile kıyaslandığında, daha özelleşmiş stres cevaplarına sahiptir. Çünkü büyüyecekleri ortam kısıtlıdır ve koşulları değiştirmek için ortam değiştiremezler. Bitki istediği şartlara uygun yerlere göç edemeyeceğinden kendi biyolojik yapısında değişikliklerle uyum çabasına giriyor.  İnsanlar gibi bitkilerde bir çok hormonal değişiklikler geçirir stres durumlarında. Tabii insanlardan farklı olarak farklı savunmalar geliştirir bitkiler. Mesela kuraklık absisik asit salınımını tetikler. Bu salınım fotosentez yapmayı sağlayan ve ayı zamanda açık olduklarında buharlaşmayı arttıran porları kapatır. Böylelikle bir taraftan su kaybını arttıran açık yüzey alanı azalırken,  diğer taraftan fotosentez azaltıldığından yeni vejetatif (yeşil) aksam oluşumu kısıtlanarak su kullanımını arttıracak büyüme engellenmiş olur. Yüksek sıcaklıkta fotosentez ve solunum olumsuz etkilenir bitkilerin karbonhidrat rezervleri azalır. 

Bitkiler, hayatta kalıp neslini sürdürebilmek adına karşılaştıkları zorluklarda girdikleri stresle baş edebilmek için biyolojik ve fizyolojik savunmalar geliştirerek, adaptasyon yetenekleriyle hayatta kalmayı başarmaktalar. 

Bu koşullarda stres altındaki bitkilerin bakımı ve  beslemesi konusundaki önerilerimi bir sonraki yazıda paylaşacağım.
Saygılarımla.