Sen bana ölümsüz bir masal anlattın sevgilim

Sen bana ölümsüz bir masal anlattın sevgilim

-Seni seviyorum-

A+A-

Sen bana ölümsüz bir masal anlattın sevgilim; öyle bir masal ki bu, o kutsal günden sonra ben bir daha o eski ben olmadım!

Meğer senden öncesi kocaman bir boşlukmuş hayatın yaşanmışlık zannettiğim harcanmış yıllarında.. Meğer senden öncesi hiç yokmuş aslında tekbaşınalığımın bir köşesi yırtık renksiz solgun fotoğraflarında.. Meğer senden öncesi simsiyah bir karanlıkmış kör gözlerle dumanlı.. Ne mevsimler gelmiş geçmiş göz açıp kapayıncaya, aylar yılları kovalamış birbiri ardı sıra, geceler gündüzlere tuzak kurmuş milyonlarca defa..  Ne güneş güneşe benziyor, ne de yıldızlar parlıyormuş böyle ışıl ışıl; ne yağmur ıslatıyormuş adam gibi iliklerime kadar, ne de aldığım her nefesin böylesine kıymetini biliyormuşum sen gelmezden önce..

Sen bana ölümsüz bir masal anlattın sevgilim; öyle bir masal ki bu, eşi benzeri olmayan, kitaplarda arasan bulamazsın, eskilere sorsan bulamazsın, dünyayı gezsen bulamazsın!

Bir de baktım ki kabuslara tutsak sırılsıklam terde boğulmuş nefesimin oksijeni oldun, tahayyül bile edemediğim bambaşka bir hayat üfledin varlığınla varlığıma..  Bir de baktım ki hiç çıkmayacak mühürle kazındın aklıma, dua gibi iki dudağımın arasındasın her anımda.. Bir de baktım ki bir sonraki günün sabahına çıkmak için dahi muhtacım sana.. Bir de baktım ki ilah gözlerinin, büyülü sözlerinin, eşsiz kokunun, sıcak teninin artık dünya dursa iflah olmaz tiryakisiyim.. Bir de baktım ki kanayan yaralarımın, biçareliğimin, can kırıklarımın tek merhemi sensin.. Bir de baktım ki gökkuşağının renkleri seninle rengarenk, bütün kuşlar seninle cıvıl cıvıl, çiçekler sen varsan bülbüle revan..

Sen bana ölümsüz bir masal anlattın sevgilim; öyle bir masal ki bu, sen anlattıkça ben susadım sana, susadıkça susuzluğum döndü çöl yangınlarına..

Bildim ki ettiğim duaların vücut bulanısın bu ömür hattında. Bildim ki kırık gölgemin doğumsuz çığlıklarında nefes nefese arandığımsın göz bakışlarımda.. Bildim ki o uzun otobüs yolculuklarında son duraktaki kavuşma umudumsun öbür yakada.. Bildim ki toz toprak elleri ile misket oynayan, komşu duvarlarından atlayan sarışın çocukluğumun o kısa pantol'lu çocuğunun düştüğünde kanayan dizlerindeki masum düş'üsün çıkmaz bir sokakta.. Bildim ki tek çarem sensin sürüklenirken afilli çaresizliğimin girdabında olanca hızla.. Bildim ki mutlu biten her filmin gökten düşen üç elmasısın anlamsız tarifsiz bir sırıtışla..

Sen bana ölümsüz bir masal anlattın sevgilim; öyle bir masal ki bu, alnımın tam ortasından hani derler ya taa çatından vurulup serildim kollarına, teslim ettim sana kendimi  bütün ruhumla..

Sen benim hep aradığım sonsuzluğum, düşlerimde yaşadığım mutluluğummuşsun meğer.. Sen benim uyanmaya kıyamadığım en güzel rüyalarımın biricik sultanıymışsın meğer.. Sen benim dilimden düşmeyen sana adadığım aşk şarkısının ezberlediğim mısralarıymışsın meğer.. Sen benim katran gecelerimin aydınlık gündüzü, kara kışlarımın türlü renkte baharıymışsın meğer.. Sen benim boşa geçen ömrümün artık buna bir dur diyeniymişsin meğer.. Sen benim görmeden gönül gözümle sevdiğim, sen benim sevmelere doyamadığım, sen benim sevmeden taptığımmışsın meğer..

Sen bana ölümsüz bir masal anlattın sevgilim; öyle bir masal ki bu, hiç uyandırma olur mu, ömrüm boyunca!

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.