ORTAK BASIN AÇIKLAMASI

ORTAK BASIN AÇIKLAMASI

Bilindiği gibi 25 Haziran Salı günü Irak’ın Selahaddin ilinin Tuzhurmatu ilçesinde Irak Türkmen Cephesi

A+A-

Başkan Yardımcısı Ali Haşim Muhtaroğlu’nun da aralarında bulunduğu 13 Türkmen soydaşımız katledilmiştir. 

Yine birkaç gün önce Doğu Türkistan’ın Turfan bölgesinde 27 Uygur Türkü de Çinli polislerce öldürülmüştür. Bu menfur saldırıları şiddetle kınıyor, saldırılarda ölen kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz.

Son yıllarda Irak’ta yaşayan Türkmenlere yönelik baskı, dışlama ve şiddetin dozu arttırılmakta, Türkmen varlığı Irak’tan adeta silinmeye çalışılmaktadır. Musul, Kerkük ve Süleymaniye’de yaşayan soydaşlarımıza yönelik ABD güdümlü peşmerge yönetiminin baskı ve zulmü hat safhaya çıkmıştır. AKP hükümetinin gurur duyduğu ve ABD’nin şımarttığı Barzani ve Kuzey Irak yönetimi bölgede kontrolü tamamen ele geçirebilmek, nüfuzunu ve nüfusunu arttırabilmek için her türlü yolu denemekte, her türlü alçaklığa yönelmektedirler. Bölgedeki Türkmen varlığını kendilerine bir tehdit unsuru olarak gören Peşmerge yönetimi Amerika’nın hamiliğinde ve Türkiye’den aldığı destekle Türkmen kardeşlerimize yönelik hasmane tutumunu had safhaya çıkarmış gerek psikolojik gerekse fiziki saldırılarla Türkmenleri yıldırmaya çalışmaktadır. Son saldırı da bu yıldırma politikasının bir parçasıdır.

Filistin’de zulme uğrayan din kardeşlerimizin her fırsatta hamiliğine soyunan, her platformda onların yanında olduğunu ifade eden sayın Başbakan neden acaba gerek Irakta katledilen Türkmenleri gerekse Doğu Türkistan’da Komünist Çin’in zulmü altında inim inim inleyen Uygur Türklerini bir kere hatırlamaz ve bu kardeşlerimizin de zulme uğradığını tüm dünyaya açıklayamaz. Dünyada bütün mazlumların yanında olduğunu her fırsatta ifade eden Sayın Başbakan niçin aynı duyarlılığı Türkmenler ve Doğu Türkistan Türkleri için gösteremez. Davos’ta “Van Münit” efsanesi yaratan Başbakan acaba bir “Van Münit” de Çin’e ya da Irak’a çekemez mi? Yoksa Kerkük’teki Türkmenlerle Doğu Türkistan Türkleri sayın Başbakanın anladığı ya da algıladığı “mazlum” sınıfına girmiyor mu? Yahut bu kardeşlerimizin yanında yer alıyor görünmekle başbakan maazallah ayakları altına aldığı “milliyetçi” yaftası yemekten mi korkuyor? Sebep her ne olursa olsun hükumetin Türk dünyasına uyguladığı bu çifte standardın farkında olduğumuzu herkesin bilmesini isteriz.

Bizler her ne şart altında olursa olsun gerek Irak’taki soydaşlarımızın, gerek İran’daki Azeri Türklerinin gerekse Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerinin halleriyle hallenir dertleriyle dertleniriz. Kardeşlik hukukumuz da, milliyetçilik anlayışımız da bunu gerektirir. Onlar yalnız değiller. Türk milleti en derin bağlarla Kerkük’e, Tuzhurmatu’ya, Tebriz’e, Urumçi’ye, Turfan’a bağlıdır. Doğu Türkistan’da ve Irak’ta kardeşlerimize her türlü baskı ve zulmü uygulayanlar yöneticilerin muhabbetini kazanmış olsalar da Türk milletinin ebedi nefretini kazanmışlardır. Kardeşlerimize bu zulmü reva görenleri lanetliyoruz.

Son saldırılarda şehit olan kardeşlerimize Allah’tan rahmet, geride kalan kederli ailelerine ve yakınlarına da başsağlığı diliyoruz.

Bafra Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı, Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı Bafra Şubesi, Türk Eğitim-Sen Bafra Şubesi

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.