Menekşe ile Hayatın renkleri
ANNE DUASI
Seni 9 ay 10 gün karnında taşıdı ta o vakit seni korumaya başladı senin canın yansa o akıttı yaşları var mıdır ana gibi yar
var mıdır onun gibi seni koşulsuz seven başka bir yar.. O kadar kutsal bir görevdir ki anne olmak değil mi ki '' Cennet annelerin ayakları altında. '' değil mi ki ''Anne sözü dinlemek peygamber hırkası giydirir.'' Elbette herkes annesini çok sever benim annem benim için bir melektir.Ne yapsam da onun hakkını ödeyemem sırtımda taşısam yinede ödeyemem.En aciz olduğum andan kendimi tanıdığım ana kadar ve daha nice yaşlar beni koruyup kollayacak annem.Sırf çocuğu rahat etsin diye kendi rahatından kendi hayatından vazgeçer annem. Allah'ın izniyle annemin dualarıyla başarıyorum ve sağlam adımlarla ilerliyorum bu yoldan. kıymetini bilmeli her insan annesinin ve unutmamalı ki nice anne hasreti çeken çocuklar var. anne duasıyla nice güzel mevkilere makamlara gelenler var.
'' Musa aleyhisselam bir gün, Allahü tealaya şöyle münacatta bulundu:
-Ya Rabbi! Cennette benim komşum kim olacak? Bana bildir de onu bulup görüşeyim.
Allahü teala buyurdu ki:
-Falan beldeye var. Orada, çarşının başında bir kasap dükkanı var. O dükkanın sahibi olan kasabı gör. O veli kulumdur. Yalnız bilesin ki, onun çok önemli bir işi vardır. Çağırırsan gelmez. İşte senin cennetteki komşun o olacak.
Musa aleyhisselam hemen denilen yere gitti. Kasabı buldu ve ona dedi ki: Ben sana misafir geldim.
Kasap, gelen misafirin Musa olduğunu bilmeden, ''Merhaba, hoş geldin!'' diyerek onu evine götürdü. Musa aleyhisselamı baş köşeye oturtup, çok ikramda bulundu. Hazreti Musa, kasabın, ocakta bir çömlek içinde et pişirdiğini gördü. Kasap, et pişince, çömlekten bir parçasını çıkararak, ufak parçalar haline getirdi. Bir tabağa koyup hazırladı. çömlekteki etten bir parça daha çıkartıp, bir tabak ta Hz. Musa'ya ikram etti ve kendisinin mühim bir işinin olduğunu, yemeği yemek için kendisini beklememesini söyledi. Sonra duvarda asılı büyük bir zembili indirdi. İçinde bulunan mecalsiz, yaşlı kadına, parçaladığı küçük et parçalarını yedirdi. Kadının kirlettiği bezleri temizledi. Yeni bezler koyduktan sonra, yerine astı. Ellerini yıkayıp, misafirinin yanına geldi. Musa aleyhisselam, bu durumu hayretle takip etti. Kasap sofraya gelip misafirinin yemeğe başlamadığını görünce, yine buyur etti. Bunun üzerine Musa aleyhisselam, kasaba dedi ki:
- Sen bana bu zembildeki sırrı söylemedikçe, bir lokma bile yemem.
- Ey misafirim! Bu zembilin içinde bulunan yaşlı kadın annemdir. Çok yaşlı olduğu için takati kalmamıştır. Evde ona bakacak bir mahremim de yok. Evleneceğim hanım annemi incitir diye evlenemiyorum. Evde yalnız bıraktığımda, herhangi bir hayvanın ona zarar vermesinden korktuğum için onu zembile koyup yükseğe asıyorum. Ona günde iki öğün yemek yediriyorum. Gördüğün gibi onun hizmetini gördükten sonra işime gönül rahatlığıyla gidiyorum.
Bunun üzerine Hz. Musa tekrar sordu:
- Ancak anlayamadığım bir şey daha var. sen anana su içirdikden sonra dudakları kıpırdayıp bir şeyler mırıldandı. Sen de ''Amin'' dedin. O ne idi ?
- Annem her defasında; '' Allah seni cennette Musa aleyhisselama komşu eylesin!'' diye dua eder. Ben de layık olmadığımı bildiğim halde bu güzel duaya ''Amin'' derim. Nerede bende öyle bir amel ki, o büyük peygambere komşu olabileyim?
O zamana kadar kimliğini saklayan Musa aleyhisselam buyurdu ki :
- Ya veli! İşte ben Musa'yım. Beni sana Allahü teala gönderdi. Annenin rızasını kazandığın için, cennet-i alayı ve orada bana komşu olmayı kazandın.
Kasap hemen kalkarak, Hz. Musa'nın elini öptü. Sevinç içinde birlikte yemek yediler.
İşte anne duası da insanı böyle yüksek derecelere kavuşturur..
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.