İnsana şiddet asla kabul edilemez. Dedi ve şöyle devam etti:

“İslam ve batı toplumunda zaman zaman insanlar şiddete maruz kalabiliyorlar. Bu oran gelişmemiş veya az gelişmiş toplumlarda biraz daha gazla olabiliyor.               

                Varlıklar içerisinde en üstün ve saygın insandır. İnsanı en mükemmel ve saygın olarak yaratan Allah (c.c.)  ,ona birtakım haklar vermiş ve onun can, mal, namus, akıl ve neslinin dokunulmaz olduğunu ilan etmiştir. Bu yasakları çiğneyenlerin ahrette azaba uğrayacakları dile getirilmiştir.

İnsanlar içerisinde yaratılış itibariyle , erkeğe göre biraz daha zayıf ve narin yaratılan kadınlar ile çocuklar şiddeti maruz kalabiliyorlar .

                Burada konu olan eşlerin birbirlerine şiddettir. Medeni kanuna göre Allah adına ömür boyu iyi günde de kötü günde de birlik ve beraberliğinizi koruyacağına pazara kadar değil mezara kadar sevgi, saygı ve sadakatla bağlı kalacağınıza söz vererek evleneceksiniz, sonra da en yakınınızdakine şiddet uygulayacaksınız. Bu davranış asla kabul edilemez . Kadına şiddet bu günün sorunu değil geçmişte de örneklerine rastlamak mümkündür.

                Hz. Peygambere şiddete maruz kala hanımlar şikayete geldiklerinde efendimiz erkekleri uyarmıştır. Hem hanımını döveceksin, hem de akşam bir yatağa baş koyacaksın . Bu asla olamaz . Sizin en hayırlınız hanımlarına karşı müşfik davranandır. Hanımların hayırlısı da beylerine karşı saygılı olan ve beyine itaatte kusur etmeyendir. Bir hanım 5 vakit namazını kılar orucunu tutar , namusunu korur ve beyine itaat ederse cennete girer diye müjdelemiştir. Şiddetin her türlüsü kime yapılırsa yapılsın islamda insanlıkla bağdaşmaz. Ahirette af olunmayan günahlar sayılırken küfür, şirk ve kul hakkı olarak sıralanmıştır. Bu nedenle mutlu birey ve mutlu aile, huzurlu toplumu inşa etmeliyiz. Bunun eçen Hz Peygamberimiz insanlık için model olan birey ve aile hayatını örnek almamız gerekmektedir.” dedi.