HABİL KOPARAN ‘’YÜCE MAHKEMELERDE HAK VE HUKUKUMUZU ARIYORUZ’’

HABİL KOPARAN ‘’YÜCE MAHKEMELERDE HAK VE HUKUKUMUZU ARIYORUZ’’

Bafra Gazibeyli Mahallesi eski Muhtarı Habil Koparan Bafra Barış Medya Grubunu ziyaret ederek yaşadığı evlat acısını ve yaşadıkları dramı Genel Yayın Yönetmenimiz Abdullah Özdemir’e duygulu sözlerle anlattı.

A+A-

Bafra Gazibeyli Mahallesi eski Muhtarı Habil Koparan Bafra Barış Medya Grubunu ziyaret ederek yaşadığı evlat acısını ve yaşadıkları dramı Genel Yayın Yönetmenimiz Abdullah Özdemir’e duygulu sözlerle anlattı.
Evladı Tayfun Koparan’ın acısını her geçen gün içinde yaşayan Habil Koparan yaptığı açıklamada,’’Benim oğlum göz göre göre ölüme terk edildi. Haksızlığa uğradık . Her ne kadar hakkımızı hukuk çerçevesi içerisinde aramış olsak da, gereği yapılmamıştır.
Bizler devletimize ve adaletimize her zaman güven duymuşuzdur.   Bizim bunaldığımız nokta canımız, bir tanemiz oğlumuz, evladımız Tayfur Koparan’a karşı yapılan muameledir.
Oğlumun hastalığı  döneminde hastaneye getirildiğinde, burada bile değerli  evladımla görüşme fırsatı bulamadım.
Buna rağmen saygımızdan, hürmetimizden, edebimizden kimseye karşı bir saygısızlığımız  olmadı ve olamaz da.
Gelinen bu süreçte yapılanlar biz KOPARAN ailesini ve akrabalarımızı çok üzmüştür. 
Bu davanın hukuk çerçevesi içerisinde yapılması gerektiğini ve savunmamızı Avukatımız Celal Şener’in takibiyle Samsun Adliyesinde dava sürecini devam ettiriyoruz.
Biz bu dava sürecinde yaşadığımız acıların ve sıkıntıların elbet bir gün Cumhurbaşkanımız, Adalet Bakanımız ve devlet erkanı tarafından çözüleceğine ve inşallah acımızın hafifleyeceğine kalben  inanıyoruz.

Aşağıda geniş şekilde Samsun Adliyesinde Avukatımız Celal Şener tarafından hazırlanan savunmamızı anlatmak istiyorum.

1-) Oğlum Tayfun Koparan Bafra T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak yatmaktaydı. Oğlumun son 1 senedir baş ağrısı ve başında titreşim olma, uyuşma şikayeti varmış. Bu şikayetler ile alakalı oğlum Tayfun Koparan ceza evi revirine gitmiş ancak buradan sürekli bir ağrı kesici verilerek tekrardan koğuşuna gönderilmiştir. Oğlum Tayfun Koparan  08/02/2021 tarihleri ve  20/09/2021 tarihleri arasında 16 defa bu şikayetler ile  Bafra Ceza evi Revirine çıkmış ancak hiçbir şekilde oğlumun hastaneye sevki sağlanmamıştır. Hatta oğlum Tayfun Koparan kafasında olan titreşim saatlerini ve baş ağrılarını kendi tutmuş olduğu not defterine yazmış sürekli olarak takibini yapmıştır. Bu gibi durumlarda mahkumların bir değerinin olmadığı, yaşam haklarını ne denli zedelendiği görülmektedir. Bugün bir hastaneye gidildiği zaman bile en ufak bir rahatsızlandığımız zaman doktor tarafından tüm tetkiklerimiz yapılmakta ona göre müdahale edilmektedir.

Ancak 16 defa kurum doktoruna gidip de hiç bir şekilde hastaneye sevkinin sağlanmaması bir mahkuma değer verilmeyişinin göstergesidir.
2-) Oğlum Tayfun Koparan 23.09.2021 tarihinde hastalanıyor ve Bafra Devlet Hastanesine sevki yapılıyor. Orada serum ve bir iğne yapılıyor. Hastanede 23.09.2021 tarihindeki nöbetçi doktor iki ay sonrasına başından film çekilmesi için randevu veriyor ve ceza evine geri gönderiyor. Oğlum olan Tayfun KOPARAN 25.09.2021 tarihinde tekrar hastalanıyor ve Bafra Devlet Hastanesine sevki yapılıyor. O geceki nöbetçi doktor acilen başından emar filmi çektiriyor. Başında 7.5 cm uzunluğunda ve 4.5 cm genişliğinde kist bulunduğu tespit ediliyor. Beyin doktoruna whatsapptan film sonuçları atılıyor. Doktor acilen yatış veriyor ve ben babası olarak haberdar edilmiyorum. Hastaneye gittik. Bize oğlumu göstermediler. Oğlum Tayfun Koparan’ın oğlu yani torunum da içişleri mensubu jandarmadır. Yani sözleşmeli Diyarbakır’da uzman çavuş olarak görev yapıyor. Görevli arkadaşlardan rica ettiysek te göstermediler ve sabah oldu. 26.09.2021 tarihinde doktoruyla görüştüm. Bana çocuğumun kafasında tümör olduğunu söyledi ve hemen ameliyata alınması gerektiğini, durumunun kritik olduğunu söyledi. O gün Bafra Cumhuriyet Başsavcılığına gittim. Bana izin vermediler.

Oğlumla görüşmek için önce Bafra nöbetçi savcısına sonra cezaevi savcısına gittim fakat izin vermediler. Daha doğrusu biz garip kaldık.  Kardeşim Bafra Ak parti İlçe Başkanını aradı, konuyu aktardı. Bize tavsiyesi siz bir avukat tutun dedi. Kendisi hem avukat hem de ilçe başkanı olarak bize bu şekilde yol gösterdi. Ancak kimse bize yardımcı olmadı.
3-)Benim oğlum hastanenin mahkum koğuşunda yatıyor. Ne gibi işlem yapılıyor bize bilgi veren yok. Ne sorduysak oğlunuz iyi, uyuyor diyorlar. Ben yaklaşık saati hatırladığım kadarıyla 14.30 da doktorla görüştüm. Bana oğlumun hakkında bilgi verdi. Çok rahatsız ve hemen ameliyat olmasını söyledi ve bende niye duruyorsunuz dedim ve bana dedi ki masada kalabilir, felç olabilir, ölebilir dedi. Ben bir babayım ve doktor bana bunları söylüyor.


4-) Hemşerimiz ve akrabamız olan beyin doktoru Keramettin AYDIN beyi aradım. Bana dedi ki Habil ağabey bana whatsaaptan beyin tomografisini at dedi. Ben yanımda yeğenlerime şu telefona fotoğrafı atın dedim ve gördü dedi ki Habil ağabey hemen getir dedi. Fakat bir şey bilmiyorduk o özel hastanede görev yaptığı için orada da mahkum koğuşu olmadığı için oraya sevki olmadı.

Ya araştırma hastanesi ya da 19 Mayıs Üniversite hastanesi olacak dediler. Fakülte hastanesinde ki doktorla görüşüldü ve hemen getirin dedi. Bafra da gerekli işlemler yapıldı 26.09.2021’de fakülteye sevki yapıldı fakat bu arada benim oğlumla görüşmem için MHP Bafra İlçe Başkanı olan Barbaros Tuna beyefendi olayı duyuyor hastaneye yanıma geldi ve benim orada çok üzgün olduğumu gördü. Başsavcıyı aramış bana oğlumla görüşebilmem için izin almış. Bir insan ceza evinde hastalanmış, gelmiş hastaneye doktorlar olay vahim diyorlar. Ben devletimizin nöbetçi savcısından izin alamıyorum adalet nerede kaldı. Oğlum bir hastalığa maruz kaldı ve ameliyat sonrası öldü. Başka Habil KOPARAN’ların çocukları ölmesin.


5-)Oğlumu 26.09.2021’de saat 20.30 sularında Samsun 19 Mayıs Fakültesine sevk ettiler 27.09.2021 de ameliyat yapılacağı söylendi Doktorla görüştüm. Bana aşağı yukarı Bafra’da ki doktorun söylediklerinin aynısını söyledi. Bende dedim ki ne zaman ameliyat yaparsınız Cuma veya Pazartesi dedi bende hocam dün çocukla görüştüm başım çok ağrıyor dedi hemen ameliyat yapın dedim. Benim ameliyat günlerim Cuma ve Salı günleri dedi ve Cuma günü ameliyat yaptılar. Cuma günü saat 09.00 da ameliyata aldılar. Yani 01.10.2021 de saat 12.40 da ameliyattan çıktı. Doktor bana dedi ki amca ameliyat güzel geçti şuan yoğun bakımda kalması gerekiyor dedi. Ben doktor beyin  kendisine sorduğum da  kaç gün kalır oğlum yoğun bakımda dediğimde bana hitaben  Bir ay   kalır dedi .

Gelişmeleri takip edeceğiz dedi.  01.10.2021 den sonra doktoru göremedik beyin cerrahi bölümünden bilgi için gidiyoruz soruyoruz iyi diyorlar fakat bize göstermiyorlar. Ben bir babayım ameliyata giderken göstermediler, ameliyattan çıktıktan sonra göstermediler. İki gün sonra gösterdiler o da sayın milletvekilimizin devreye girdi de gösterdiler. Adalet bunun neresinde. Ben oğlumla görüşemiyorum. Benim torunum Ceren 22 yaşında babasıyla görüşemiyor ve hastanenin içinde babam babam diyerek ağlıyor. Annesi bir tarafta hanım bir tarafta kardeşleri ağlıyor. Adalet bunun neresinde….

Bir mahkum asılmaya giderken bile son bir diyeceğin var mı diye soruyorlar benim oğlum ameliyata gidiyor bize göstermiyorlar. Adalet sarayına gidiyoruz izin için bugün Pazar kimseyi bulamazsınız gidin buradan diyorlar. 04.10.2021 de saat 11.30 sularında beyin cerrahi bölümüne gittim bilgi almak için orada ismini bilmediğim nöbetçi doktor bana oğlumun hakkında şöyle bilgi veriyor oğlun iyi kolu çabalıyor ayağını çabalatıyor gözü de görüyor ama beyinde ufak bir kanama olduğunu söylüyor. Bugün veya yarın servise çıkaracağım dediler ve bende anlamadım ki yukarıdaki servislerden bir odaya çıkaracaklar hayır dedi mahkum koğuşuna çıkacak iyide beyinden ameliyat olmuş birisini refakatçi de yok nasıl olur dedim. Bu bizim işimiz değil dedi savcılığın işi dedi ve 04.10.2021 saat 13.45 de koğuşa çıkarttılar. Saat 4 veya 5 sıralarında oğlum Tayfun tuvaletin oraya düşmüş yanında yatan mahkum jandarmalara seslenmiş. Tayfun tuvaletin önüne ve içeri girdiklerinde zaten ölmüştü oğlum. Beyninden ameliyat olan bir hasta üç gün sonra mahkum koğuşuna çıkar ise ne olur bu hastanın hali…


6-)Söz konusu durumda ameliyatı yapan doktor oğlum Tayfun’un ameliyatının riskli geçeceğini bu sebeple yaklaşık 1 ay kadar süre yoğun bakımda kendisini takip edeceklerini söylemesine rağmen ameliyattan çıktıktan sonra ivedi bir şekilde mahkum koğuşuna alınması bir mahkuma verilen değeri göstermektedir. Her ne kadar benim oğlum mahkum ise de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup bu vatanın evladıdır. Ancak doktorlar bu durumun kendileri ile alakasının olmadığını tamamen savcılığın emir ve talimatını uyguladıklarını bu sebeple bir sorumluluklarının olmadığını belirttiler. Hasta ve doktor ilişkilerinde doktorun hastanın üzerinde sorumlulukları mevcuttur. Bu durumun önüne hiç bir adli makam geçemez.

Doktorların veya Hastane yönetiminin hasta üzerindeki tıbbi yaklaşımına hiçbir adli makam karışamaz ve müdahale edemez. Doktorların vermiş olduğu cevap tamamen kendilerini suçtan kurtarmaya yönelik olup doktorların vermiş olduğu beyanlara itibar edilmesi de söz konusu olmayacaktır.


7-) Bu durumla alakalı Bafra Cumhuriyet Başsavcılığı’na Ceza evi doktoru hakkında Görevi Kötüye Kullanma suçundan dolayı suç duyurusunda bulunulmuştur. Ancak oğlumun 16 defa kurum doktoruna çıkması ve doktorun oğlumu hastaneye sevk etmemesi bir ihmal olarak görülmemiş ve yaptığımız suç duyurusu takipsizlik ile sonuçlanmıştır. Bunun akabinde Bafra Sulh Ceza hakimliğine takipsizlik kararına karşı itiraz edilmiş ancak itirazımız reddedilmiştir.
Oğlumun Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Fakültesinde gerçekleşen ameliyatı sonrası yoğun bakımda kalması gerekirken ameliyatı yapan doktorun oğlumu mahkum koğuşuna sevk etmesi ve bunun da savcılığın baskısı ile yaptığını söylemesi ameliyatı gerçekleştiren doktorun taksirle ölüme sebebiyet verme ve görevi ihmal etme suçunu işlediği açık ve nettir. Bunun ile alakalı da halen Samsun Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış olduğumuz suç duyurusu devam etmekte olup Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı tahkikatı yürütmektedir” diyerek sözlerini tamamladı.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.