Eğitim-İş Üyelerine seslenen Yıldırım, Türkiye her birimizin izlediği gibi her birimizin takip ettiği gibi çok farklı süreçlerden geçmektedir" dedi.

Kuruluşundan bu güne ülkemiz hiçbir zaman pür-i pak sessizlik içersinde bir cennet bahçesi olmamıştır. Cennet gibi bir ülkemiz vardı ama ülkemizi yönetenler kuran ve kuruluşa kendini adayanlardan sonra gelenden olmak üzere ne yazık ki bu güne kadar cennet ülkemizin güzel insanlarıyla birlikte bu ülkeyi hak ettiği şekilde ne yazık ki yönetmemiştir.

TÜRKİYE KÖTÜ YÖNETİLİYOR

Son dönemde iş başında olan ve ne yazık ki Türkiye gibi doğasıyla yeraltıyla, yer üstüyle, insan zenginliğiyle dünyada eşi benzeri olmayan bir ülkeyi, olması gerekenin en kötü halinde yönetti ve yönetmeye devam ediyor diyen Orhan Yıldırım şu şekilde devam etti, bizler, yukarıdan birileri, hangi şekilde seçilirse seçilsin, seçilen her bir kişinin anayasal olarak görevde bulunduğu müddetçe sadece anayasal sorumlulukları üzerinden ülkeyi yönetme görevinin dışında ülkede hiçbir kimsenin vatandaşlık hakkını elinden alamayacağını bilen kişiler olarak, biz Türkiye’nin aydınlık geleceğinin, çağdaş, bilimsel, laik  eğitimden geçtiğini bilen ülkemizin her köşesinde ki çocuğumuzun eşit erişilebilir ulaşılabilir ve parasız karma eğitimi hak ettiğini bilen ve bu kaynakların Türkiye’de var olduğunu bilen eğitim-iş sendikasının üyeleri olarak biz yukarıdan birileri istediği kadar yüksek perdeden bağırsın çağırsın tehdit etsin korkutsun bizleri bunlar kurulduğumuz günden bu güne hiç alakadar etmedi.

SEÇİLEN HER İNSANA BİZLER SAYGI GÖSTERİRİZ

Recep Tayyip Erdoğan televizyonlardan, kürsülerden bizlere ancak bir eşit vatandaş olarak seslenebilir. Evet seçilmiştir, ülkemizin devletimizin en başındadır. Seçilen her insana bizler saygı gösteririz. Ama seçilen de her bir vatandaşına bu ülkenin zenginliklerinden bu ülkenin eğitim hakkından, vatandaşlık hakkından aynı şekilde hakkı olduğunu bilmek zorundadır. Bunu birileri söyleyecek elbette biz siyasetçi değiliz ancak biz Türkiye’de yaşıyoruz. Türkiye’de eğer bizim çocuğumuz parasızlıktan okula gidemiyorsa, küçük çocuklarımız fabrikalarda güvencesiz çalıştırılıyorsa, atanamayan öğretmenlerimiz hayatlarına son veriyorsa, komşumuz aç yatıyorsa, biz sadece eğitimciyiz diyemeyiz biz öncelikle vatandaşız ve bir beraber içindeyiz. Siyasi düşüncelerimiz bizi ilgilendirmiyor.

BİZ TÜRKİYE’Yİ SEVİYORUZ

 Biz Türkiye’yi seviyoruz. İnsanlarımızı seviyoruz. Irkına, mezhebine bakmadan seviyoruz. Fakirliğine, zenginliğine bakmadan seviyoruz. Kime oy verdiğine bakmadan seviyoruz. Kardeşçe, birlik, beraberlik ve barış içerisinde bu güzel ülkeyi dünyanın en güzel ülkelerinden biri yapacağını biliyoruz. Tek yapmamız gereken şey ülkemizin kuruluşunda Mustafa Kemal Atatürk’ün ve o cesur insanın arkasından giden yüz binlerin hayatını bu ülke için feda ettiğini hiç unutmadan, bugün o günleri anımsayarak bu ülkenin ne kadar değerli bir halkı olduğunu bilerek, birlikte her şeyi yapabileceğimize inanarak, bir ve beraber olmayı başarmak, ülkemizi yanlış yöneten kendi kaynaklarını kendi şahıslarına alan, insanlara yeri geldiği zaman demokratik tepkiyi yeri geldiği zaman da sokaktaki tepkiyi veririz.

Eğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım son olarak,  Bizler, hiçbir beklenti içerisinde olmadan bu işi yapanlar eğitim-iş sendikasının değerli üyeleri, bizleri burada yalnız bırakmayan değerli dostlar, siyasi partilerimizin saygı değer vekilleri, sivil toplum örgütünün yöneticileri, eğitim-iş sendikasının şube başkanları, ilçe başkanları ve sevgili üyeleri, bugün bizimle burada yer alan dostlarımız sizlerden aldığımız güçle kurulduğumuz günden bu güne sürekli sayısını artıran, Türkiye’nin 4. büyük sendikası olan ve sayıyla değil, ürettikleriyle etkili olunabileceğini gören, Türkiye kamuoyuna gösteren eğitim iş sendikası olarak bugün burada kalbiyle bizimle birlikte olan 50 bin üye adına iyi ki bizlerlesiniz, iyi ki varsınız, iyi ki bugün bizim yanımızdasınız yaşasın eğitim-iş" dedi.