Ona mı düştü bir kent efsanesini bir yerinden vurup çökertmek. Hem de, bu kentin nasıl da çağ atladığını ballandıra ballandıra anlatan onca etkili ve yetkilinin huzurunda. Hem de gözlerinin içine baka baka ve üstelik de basının kameralarına, objektiflerine poz vere vere.

Tam da seçim öncesi. Tam da her erken kalkanın aday adayı olduğu ve her aday adayının insan aklını, hayalini zorlayan hatta çatlatan çılgın ötesi projelerle ortada cirit attığı bir zamanda, yapılacak iş miydi? “Yaptık” diyenlere “hayır yapmadınız” demek, “Yapacağız” diyenlere de yapamazsınız mesajı vermek!

Hafta sonunda Samsun’da düzenlenen Gelişmiş Kentler Toplantısı’nda konuşmuş Sayın Türkoğlu. “Gelişmişliğin kriteri o şehrin kullandığı enerji tüketimidir” demiş. Doğru demiş, iyi demiş ama ah keşke orada dursaymış, ah keşke bir takım rakamlar vermeseymiş. Verip de “Samsun aldı başını gidiyor” yahut da “açtı kanatlarını uçuyor” diyen siyaset ve sivil toplum erbabının tekerine taş koymasaydı.

Kentsel gelişmenin paylaşıldığı zirvede, “Dünya ölçeğine bakıldığında, gelişmişliğin kriteri o şehrin kullandığı enerji tüketimidir” diyen Türkoğlu’nun verdiği rakamlara göre Türkiye’nin ortalaması 2.700 KWh’mış, Samsun’un ise 2.000 KWh. Genel Müdür Türkoğlu daha sonra da Samsun’un Türkiye iller sıralamasında olması gereken ve olduğu yeri şu cümlelerle açıklıyor: “2000 KWh’lik tüketimiyle Samsun, Türkiye’de ortalamalarının oldukça altındadır. Samsun’un enerji tüketiminde Türkiye’de 15. sırada olması gerektiği söylendi. Biz 40. Sıradayız”

Rakamların gerçeği siyasetçilerin gerçekdışı söylemlerine katkı vermiyor tam tersine yerle bir ediyor. Sadece elektrik tüketiminde değil sanayide, ticarette, eğitimde, sosyo ekonomik kalkınmışlıkta çok gerilerdeyiz ve bir tülü oradan çıkamıyoruz hatta her gün biaz daha geriye düşüyoruz. Elektrik tüketmeyen daha doğrusu tüketemeyen bir sanayi nasıl ilerler ki? Sanayisi üretmeyen bir kentin ticareti nasıl büyür ki? Sanayisi gelişemeyen, ticareti geçmiş günleri hasretle arayan caddeleri her geçen gün çay ocaklarıyla dolan bir kent nasıl üst sıralara tırmanabilir ki? Hele bir de bu ülkede 49 ile verilen teşvik o ilden esirgenmişse ve üstelik o kentin o tarihteki “önder ve öncüleri” bunu alkışlamışsa o kentin öne geçmesini safderunların ya da hayalperestlerin dışında kim bekleyebilir ki? Oy avcılarını saymıyorum. Vatandaş onların aslı olmayan vaatlerine itibar ettikçe onlar en uzak yıldızı bile seçmenin ayağına serme sözü vermekten ve hatta “serdik, görmüyor musun hala” diye üste çıkmaktan çekinmezler ve yorulmazlar.
Sayın Türkoğlu aslında hiç de bilinmeyen bir şeyi söylememiş ve hiç de yeni bir şey yapmamıştır. Birkaç kalem erbabının yıllardır dile getirdiği gerçeğin kendi konusundaki bir bölümünü bir toplantıda dillendirmiştir. Biz, o birkaç kalem erbabı toptancı bir yaklaşımla “Kral çıplak” derken O kendi ihtisas ve iştigal sahasıyla sınırlı olarak doğru yerde, doğru zamanda doğru bir tespitte bulunmuş. Ama bu da önemli. Her uzman kendi sahasıyla ilgili gerçekleri aynı şekilde dile getirdiği gün Samsun kendi gerçeğiyle dürüstçe yüzleşme şansını bulacaktır. Karşılaşacağımız gerçek acı da olsa bizim gerçeğimiz olacaktır ve tedavinin ilk adımı o yüzleşmeyle başlayacaktır.
Ben “Samsun” yazdım, siz “Türkiye” de yazabilirsiniz. Çünkü o konuşmada dünya ve Türkiye de var. O rakam ABD’de 12.000, AB’de 7.000, dünyada 3.000 ve ne yazık ki Türkiye’de 2.700- 2.800 KWh’tır. Dünyadaki yerimiz bu mu olmalıydı???