Bafra ilçesine bağlı Müstecep Mahallesi Kese Mevkii tütün üreticilerinden Hamit Sezgin ve ailesi teknolojiye adeta meydan okuyarak tütünü makine ile değil de elde dizmeye devam ediyorlar.

50 yıldır Müstecep Mahallesi Kese Mevkiinde tütün üreticiliği yapan Hamit Sezgin tütüncülüğün zorlukları, girdi maliyetlerinin yükselmesi, verilen baş fiyatın az olması ve daha bir çok konuda Bafra55.net habere özel açıklamada bulundu.
Tütün Üreticisi Hamit Sezgin,’’ Bir başkaydı eskiden Bafra'da tütüncülüğümüz. Bafra köylüsünün ve Bafra halkının en büyük gelir kaynağıdır sarı altın. Sabah ışıklarıyla sırtlarında Heyleriyle, ayakları ne kadar zor gitse de tütün karıklarının arasında iki büklüm tütün kıran insanların hikayesiydi Bafra’da tütüncülük. Bafra esnafımızın, evlenecek gençlerin geleceğidir tütün. Bir zamanlar Bafra’da tütüncülük dünyanın yedi harikası gibiydi. Emeğin alın terinin nimetiydi. Bir salaşlıkta lüküz ışığında yarı uykulu gözlerle, yeşil yaprakları bir iğne yardımıyla dizmek masal gibi. Zifirli ellerle, mis gibi domates ekmek yemenin zevkiydi tütün. Ama artık tütünde de sona gelindi.  Bafra ilçesinde geçimini tütüncülükle sürdüren üreticiler tütün başfiyatının 400 TL olması gerektiğini belirtmektedirler. 
Her ne kadar tütün özelleştirilse de Bafra'mızın en önemli geçim kaynağı yıllardır tütün olmuştur. Bafra tütünü kalitesiyle, dünyada adından söz ettirmiştir. Bugün tütün üreticileri geçmiş yıllara nazaran azda olsa yine tütün üretmeye devam etmektedirler. Önceki yıllarda tütün üreticisi arzu ettiği fiyatı alamadığından alternatif ürünler üretmeye  başladılar. Bu da yeteri olmadı. Artık şu anda tütüne tüccarlar 150 Tl baş fiyat vermektedirler. Tütünün asık baş fiyatı en az 400 Tl olmalıdır. 
Tütüncülük Bafra ekonomisine büyük katkı sağlanmaktadır. Önceden sarı altın olarak adlandırılan tütün şimdide siyahlaşmaya başladı.
Çoluk çocuk sabahın 4’ünden akşam namazına kadar 34 derece sıcaklıkta tarlada tütün üretimi yapıyoruz. Çok zahmetli bir iş.

Bizde ailemizle birlikte tütün üretimi yapmaya devam ediyoruz. Tütün kırma sezonu ile birlikte dizmede başlandı.
Fakat ben ve ailem makine ile dizme yerine elle dizmeyi daha çok benimsedik. Nedeni ise makine ile dizilen tütün damarları yarılmakta, aroması gitmektedir. Fakat elle dizilen tütün daha kaliteli olmaktadır.
10 dönüm üzerine tütün ekimi yaptık . 800 kilo  ürün bekliyoruz. 
Hadi bunu 150 tl ile çarpalım. 120.000 tl ediyor. Yarısı masraf. Yarısı da size kalıyor. Varın siz hesaplayın. Şubat ayında tütün fidesinin örtü altı ekiminden sonra Mayıs ayının sonları ile Haziran ayının ilk haftasında toprakla bulaşan tütün fidelerinin kırımına ve dizimine başlamış bulunmaktayız. Devletimizin Üreticilere yapmış olduğu destekler yeterli değil. Halen Mazot, Gübre, İlaç Fide ve işci girdileri konusunda Devlet büyüklerimizden Üreticiler olarak bir çözüm bulmalarını istiyor. Çünkü bu girdiler bizleri oldukça zorluyor. Tarlada vermiş olduğumuz Emeğin karşılığı bu girdilerle buhar olup gidiyor.
Girdilerin masrafları fazla, işçiyle bu işi yaptığında sana para bırakmıyor. Yani emeğinin karşılığını alamayınca her şeyden soğuyorsun.
Ailemle birlikte  buna daha ne kadar dayacağız bilmiyorum, artık bırakma noktasına geldik, ve çoğu Üreticilerimiz de bizim gibi düşünüyorlar bu şartlar altında emeğimize alamıyorsak, girdiler karşısında hep eziliyorsak yapmanın bir anlamı yok diyorlar. 1 veya bilemedin 2 sene sonra tütün eken kimse kalmayacak. 
Tütün üreticileri özel sektörlerin eline bırakıldı. Tütün diken aileler her yıl % 15 kayıp vermektedir. İleriki yıllarda tütün dikecek aile ve üretici kalmayacak.’’diyerek sözlerini tamamladı.