
BAŞBAKANI “ BARIŞ “ İKSİRİYLE UYUTUYORLAR
Barış kelimesi öylesine “ efsunlayıcı “ bir kelime ki , etki alanına almayacağı hiçbir kimse olamaz.
Tabi ki sadistler hariç . Ancak BARIŞ kelimesiyle ilgili bir düşünce ortaya koyduğumuzda “ Ne zaman , nerede , nasıl , hangi şartlarda , niçin ? “ sorularını da sorup cevaplarını bulmamız gerekiyor . Ben bu konuda daha önceleri bir yazı yazmış , hükümetin , özellikle Başbakanın iki konuda tuzağa düşürüldüğünü belirtmiştim . Bunlardan birisi “ Barış süreci “ diğeri ise “ Suriye Meselesi” idi . Bugünkü yazımda Barış Süreci'nin Barzani'nin gelişiyle birlikte kazandığı boyuta dikkat çekmek istiyorum. Barzani'nin gelişiyle birlikte Barış tılsımı tüm toplumu narkozlayarak etkisi altına aldı . Kullanılan ifadeler ve simgeler ; Güneydoğulu vatandaşlarımız üzerinde “ Kürdistan işi tamam. Artık biz de Kuzey Irakta olduğu gibi “ KÜRDİSTANIMIZI KURDUK “ gibi bir duygu yerleştirdi.” Sıra işin alt yapısının düzenlenmesine geldi . Ana Kürdistan'ın esas iki unsuru olan Irak ve Türkiye Kürdistan'ı da Diyarbakır'da kucaklaştı . Kürdistan'ın Türkiye ayağı da Gerçek Liderleri olan Barzani ile Kucaklaşıp bütünleşmiş oldu. Türkiye Başbakanı Recep Tayip Erdoğan da şimdilik bu manevi nikâhın şahidi durumunda olaya tanıklık etti . Resmi nikahın kıyılmasında, şahitler değişecek , ABD ve İSRAİL şahitlikteki yerlerini alacaklar . Türk kesiminde de Diyarbakır kucaklaşmasının şöyle bir etkisi oldu . Herkes dedi ki “ bakın yasaklar kalktı . Barış geldi . Herkes kucaklaşıyor. Kimse birbirini öldürmüyor ( PKK'nın Askere ve özel tim'e kurduğu tuzakları da görmezden gelsek ne çıkar ) Baksana Barzani bile Suriye'de Özerk bölge kuran PYD liderine karşı . ABD'de karşı , adama vize vermedi . Artık barış olacak , kardeş kardeş yaşayacağız. Eskiden olan saldırıları unutalım. “ İşte böyle, kitleleri etkili bir tılsımla uyuşturduğunuzda birden düşünce tarzları da değişiyor. Fena mı oluyor ? diyeceksiniz , değil mi ? Keşke olay gördüğümüz gibi olsa ! Ama bugüne kadar hiçbir zaman göründüğü gibi seyretmedi ki olaylar . “Bu sefer farklı “ diyemeyiz . Niçin mi ? Çünkü gerçek hedefler gizleniyor . Altı ay , bir yıl önce , hem Kuzey Irak'taki yetkililer , hem de BDP'liler açık bir şekilde “ Suriye olayları dolayısıyla Suriye'deki PYD'li kardeşlerimiz güçlendiler . Onlar orada , Kuzey Irakta olduğu gibi bir özerk bölge oluşturacaklar , sonra da Barzani Kürdistanıyla birleşip bütünleşecekler “ diyorlardı . Öyle de oldu. Özerk bölge oluştu. Bayraklar dikildi . Bu bölgenin oluşmasında hem Barzani güçleri,hem de Barış süreci dolayısıyla boşa çıkarılan tecrübeli PKK'lılar Suriye'ye geçerek , bizzat savaşa katılarak yardımcı oldular . Hatta ABD ve İsrail özel timleri bile yardımcı oldu . Buna gerekçe hazırlamak için de , “ PYD'lilerin karşısında savaşan güçler arasında Taliban ve Elkaide militanları var . Güçlenirlerse bölge barışı için iyi olmaz “ gibi bir anlayışı tüm toplumlar üzerinde oturttular . Niyetlerini açığa vurmamak için de ABD'ye gidecek olan PYD liderine vize vermediler. Güya Barzani'de PYD'ye karşıymış !.. Yutana afiyet olsun . Hazmedebilene 10 defa afiyet olsun!. Bende bu kabiliyet yok. Kimse kusura bakmasın . Aynı taktiği Kuzey Irak'ın oluşmasında birebir yaşadık. Şimdi de Türkiye'yi bölecek olan o terörist başlarını devlet başkanları gibi bağrımıza basmak zorunda kalıyoruz. Böyle bir gaflet olur mu ? Adamların en yetkili ağızları ; “Suriye'den sonra sıra Türkiye'ye gelecek diyorlar .” Yanlış mı duyuyorum , yanlış mı okuyorum . Yoksa içlerindeki iyi niyetleri anlamıyor da , art niyetli yorumlar mı yapıyorum ? Niyetlerini açığa vurmamak için de ABD'ye gidecek olan PYD liderine vize vermediler. Güya Barzani'de PYD'ye karşıymış !.. Haftaya Devam Edeceğiz …
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.