Barış Pınarı Harekatı 4. gününde tüm hızıyla devam ederken Türkiye büyük başarılara imza atmaya devam ediyor. Harekat kapsamında Tel Abyad ve Resulayn alındı. Araştırmacı - Yazar Arif Torun, Barış Pınarı Harekatı’na ilişkin konuştu.

“Türkiye, dünyadaki bazı güç dengelerini şartlı susmaya razı etti”

Fırat’ın doğusuna Barış Pınarı Harekatı’nın başlatılmasından uzun bir süre öncesinde Türkiye’nin uluslararası alanda çok yoğun bir diplomasi trafiği yürüttüğünü hatırlatan Araştırmacı - Yazar Arif Torun, “Hükumetimiz bu noktaya gelene kadar siyasi ve askeri derin ve çetin diplomasi yürüttü. Bölge ve dünyadaki güç dengelerinin bir kısmını tam olmasada şartlı susmaya razı etti. Zira Türkiye bölge de bir güç dengesi ve NATO üyesi olduğu gerçeğini kabul ettirdi.” şeklinde konuştu. 

“ABD, Türk ordusunun gücüne göre teröristleri yeniden tahkim edebilir”

ABD’nin Türkiye’ye karşı “stratejik bir ortak” olarak davranmadığını aksine “düşmanca” bir kuvvet olarak hareket ettiğine dikkat çeken Arif Torun, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yahudi emeline hizmet eden ABD nin bir güvenlik koridoru teşkiline müsaade etmiş gibi görünse de, Fırat'ın batısındaki harekattan sonra Türk ordusunun gücüne göre terörist unsurları yeniden tahkim ettiğinin düşünülmesi gerekir. Bunları önümüzdeki günlerde daha iyi göreceğiz.”

“Uzun vadede Yahudi emeline hizmet etmektedirler”

Suriye’deki gelişmeleri derin tarih açısından değerlendiren Araştırmacı Yazar Arif Torun, “Hazreti İbrahim'in doğduğu yer ve Yahudi emeli üzerinde durmak lazımdır. Zira Yahudi Milleti, Nil nehri ile Dicle nehri arasını kendilerine ‘vaad edilmiş toprak’ olarak kabul ederler. Yahudiler Hz. İbrahim'in doğduğu yer olarak kabul edilen, Irak'ın kuzey batısı, Suriye’nin doğusu ve Türkiye'nin güney doğusunu anayurt kabul ederler. Her ne kadar batılı emperyalist güçler buraların kaynaklarını sömürmek için bu oyunları oynuyor ve destekliyorlar ise de uzun vadede Yahudi emeline hizmet etmektedirler.” dedi.

“Kurulmak istenen ‘Kürdistan’ değil ‘Yahudistan’dır”

Araştırmacı - Yazar Arif Torun, sözlerini şöyle tamamladı:

“Allah Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere bütün güvenlik güçlerimizin yardımcısı olsun. Bu olayların arka planlarına bakıldığında kurulmak istenen ‘Kürdistan’ aslında ‘Yahudistan’dır. Batı kan üzerinden kazanmayı ve terör destekçiliğini sürdürecektir. Batılılar, Ortadoğu’da kan dökmeye devam ederse verdikleri bu destek onlara değil Büyük İsrail emeline hizmet edecektir. Zira Yahudi sermayesi hayali ‘Kürdistan’da sermaye olarak güçlenecek ve batı sermayesini oradan tasfiye için terörü Türkiye ile birlikte onlara yönlendirecektir. Batı uzun vadeli bu oyunu görerek Ortadoğu’nun huzuruna yardım ederek meşru ve medeni ilişkilere girmek zorundadır. Aksi takdirde bu oyunlar sadece Büyük İsrail’in işine yarayacaktır.”