özgürlüğe, demokrasiye hasret bırakılan tüm kesimlerin umutlarını yeniden seslendirildiği günlerde KESK ve EĞİTİM-SEN olarak bu haklı mücadelede halkımızın ve gezi parkı aktivistlerin yanında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Gezi parkı olayları son yıllarda arttıkça süregelen AKP iktidarının neoliberal politikalarına, 4+4+4 yasasına, kadınların kaç çocuk yapacağından, ne zaman kürtaj olacağına, çeşitli yasaklarla insanların yaşam alanlarına müdahalelerine bir başkaldırıdır. 12 Eylül faşist askeri darbenin ürünü anayasaya sırtını dayayan iktidar; insanların ne yiyip ne içeceğine, nereye gideceğine, çocukların kaç yaşında okula gideceğine, hangi dinin hangi mezhebine göre yaşayacağına varıncaya kadar yaşamın her alanında insanların yaşam tarzlarını kendi kalıplarına sığdırmaya çalışmakta ve toplum mühendisliği yapmaktadır. Bilinmelidir ki meydanlardaki halkın sesine kulak vermeyip onları marjinal olarak gösterenler, taleplerine kulak tıkayanlar karşısında biz KESK üyeleri olarak her zaman olduğu gibi bundan sonrada halkın yanında olmaya devam edeceğiz. 4-5 Haziran tarihlerinde tüm ülke genelinde KESK üyesi kamu emekçileri üretimden gelen gücünü ve örgütlü mücadelesinin gücünü kullanarak GREV kararı almıştır. Son yıllarda esnek, performansa dayalı, kuralsız, güvensiz istihdam kullanarak artmıştır. Son olarak AKP iktidarının meclise sevk ettiği “hükümet memurluğu” torba yasa tasarısı, kamuda kariyer ve liyakat ilkelerini ortadan kaldırmaktadır. Ehliyetsiz, vasıfsız ama sadece yandaş olduğu için kamuya özel sektörden CEV-tüccar takımının yönetici olarak atanmasının önü açılmak istenmektedir. Her türlü baskıya rağmen KESK ve Eğitim-Sen, kamu emekçilerin haklı sesi olmaya devam edecek ve AKP hükümetinin özgürlüklerimizi ve haklarımızı gasp eden tutumlarına her ortamda mücadele edeceğimizin bilinmesini isteriz.