Her yıl 12 Martta gerçekleştirilen İstiklal Marşının kabul edildiği günü ve 20-27 Aralık Mehmet Akif Ersoy’u anma günü etkinliklerinin bu sene

“Türkün özü, Akif’in Sözü” teması çerçevesinde Milli Mücadelemizin amaç ve ruhunu, milletin bağımsızlık istek ve azmini dile getirmeye uygun olarak, İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un dizelerinde hissettiğimiz milli ve manevi ruhu yansıtacak ve yaşatacak şekilde, bir toplumu ayakta tutan milli ve manevi değerleri İstiklal Marşı’nda ve diğer eserlerinde tecessüm ettiren Mehmet Akif Ersoy’un bu mirasının gelecek nesillere aktarılması, onun duygu ve düşüncelerinin, istiklal ve istikbal ideallerinin toplumca yaşanması ve yaşatılmasına katkı vermek amacına matuf olarak,  ilk kez Bafra Arkeoloji ve Etnografya Müzesi koordinatörlüğünde, Bafra Galip Öztürk Ortaokulu öğrencilerinin birbirinden renkli gösterileriyle Bafra Arkeoloji ve Etnografya Müzesinin bahçesinde kutlandı.  
Günün anlam ve önemine dair konuşan Müze Sorumlusu, İlahiyatçı, yazar, Uzman Müze Araştırmacısı Hasan DİKMEN, böyle bir organizasyonun düzenlenmesinde her türlü kolaylığı sağlayan başta kaymakamlığımıza ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüze teşekkür ettikten sonra; Müze ve Müzeciliğin önemine binaen; Bir millettin, medeniyetin, tarihte bıraktığı notun, gelecek kuşaklarca okunup anlaşılması noktasında geçmiş ile gelecek arasında kültür köprüsü görevini yapan, eğitim faaliyetlerinin gerçekleştirildiği en önemli mekânlardan bir tanesinin müzeler olduğunu belirtti.
Büyük zorluklarla kazanılmış bağımsızlık mücadelesinin ölümsüz ifadesi olan Milli Marşımızın, milletimizin ortak benlik ve kimliğini temsil ettiğini, İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy’un, aziz milletimizin destansı istiklal mücadelesine tüm benliğiyle katıldığını, nutuklarıyla, hutbeleriyle, şiirleriyle milletimizin hislerine tercüman olduğunu, millî mücadelenin en zor günlerinde şehir şehir dolaşarak milletimizi milli mücadeleye katılmaya davet ettiğini, umutsuz olmak için her türlü olumsuzlukların ve güçlüklerin yaşandığı bir süreçte milletimize umut aşıladığını, büyük bir mücadele ile kazanılan İstiklal Savaşımızı muhteşem mısralara dökerek ebedileştirdiğini satır aralarına ekledi.
Onun birlik, beraberlik, bağımsızlık ve vatan tutkusunu; dinî ve millî değerlerimizi işlediği eserleri, milli benliği besleyen zengin kültür kaynaklarımız arasında yer almaya devam edeceğini belirterek, Milli şairimizin “Girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez” mısralarının, birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi korumanın ne kadar önemli olduğunun en veciz ifadeleri olduğunu dile getirdi.

İstiklal Marşımızın, Millî Mücadele hareketinin en çetin yıllarında hiçbir maddî mükâfat gözetilmeden yazıldığını ve Türkiye Büyük Meclisinin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda, ittifakla İstiklâl Marşı güftesi olarak kabul edildiğini belirtti.
Aynı zamanda Mehmet Akif Ersoy denilince akla sadece, ediplik, şairliğin gelmediğini, Mehmet Akif Ersoy’un, günümnüzde unutulmaya yüz tutmuş olan; “Ah de vefa, sözde sadakati” en iyi şekilde temsil eden, yaşayan bir şair olduğunu bir hikaye ile somutlaştırdı.
Başta Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy olmak üzere bütün Milli Mücadele şehitlerimize ve gazilerimize Yüce Allah’tan rahmet dileyerek, kendilerini her daim minnet ve şükranla yâd ediyoruz” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.