“Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına Alınması, Üretilmesi ve Pazarlanmasına Dair Yönetmelik”, Resmi Gazete’de yayınlandı ve yürürlüğe girdi. Bu yönetmelikle çiftçinin tarlada ürettiği ürünün sertifikalı olmasını zorunlu hale getirmiştir. Tarladaki ürün sertifikalı değilse devlet desteği verilmeyeceği hükmü getirildi.

Yönetmelik değişikliği, çiftçilerin yüzyıllardır sürdürdüğü tohum takasının önüne geçmekte, çiftçiyi tohum şirketlerinin insafına terk etmektedir.

• Yönetmelikte bir bölgede yetişen tohumun, başka bir bölgede de yetişebilse dahi, kayıt altına alınmadan ekilmesi yasak hale getiriliyor.
• Tohum ve mahsule üreticinin verdiği yerel isim yerine kurum ve kuruluşlar tarafından verilen isimler koyulacak.
• Yönetmeliğe göre, çiftçiler artık yerel tohumları için ‘çevre etiketi’ yani bir nevi patent almak zorunda. 

Bu yönetmelik yürürlüğe konulana kadar çiftçilerin tohum takasına engel olunmuyordu. Bu amaçla Türkiye'nin dört bir yanında olduğu gibi Samsun’da da "Tohum Takas Şenlikleri" düzenleniyordu. Artık yerli tohum takas etkinliklerinin bir anlamı kalmamıştır. Yönetmelik değişikliği, çiftçilerin yüzyıllardır sürdürdüğü tohum takasının önüne geçmekte, çiftçiyi tohum şirketlerinin insafına terk etmektedir.

Bu yönetmelikle artık yerli tohumlar da çok uluslu tarım ve gıda şirketlerinin denetimine girecektir. Açıkça görülüyor ki bu uygulama ile köylünün, çiftçinin, halkın değil şirketlerin çıkarı gözetilmiştir.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak; yerli tohumculuğumuzu bitirerek sertifikalı hibrit tohumlarla gıda bakımından bizi yakın gelecekte açlığa ve şirketlerin insafına terkeden bu yönetmelik değişikliğine karşı her türlü hukuksal ve çiftçimizin demokratik hak arama amaçlı eylemsel mücadelelerine destek vereceğimizi tüm kamuoyuna duyururuz.

Ülkemizin ve çiftçimizin geleceği şirketlerin çıkarları için feda edilemez.