Yaşar VURAL-Eğitimci

Yaşar VURAL-Eğitimci

SELE SEPET BİR MARKA OLMALIDIR

A+A-

 

Ben kitaplardan tanıdım Sele Sepet Top Kandil Şenliklerinin aslını. Niğde Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümününde Halk Bilimi ve Kuramı dersinde bize verilen “bölgenizle ilgili derleme çalışması” ödevini yaparken Bafra Halk Kütüphanesinde bir kitapta rastlamıştım “Sele Sepet Top Kandil Şenlikleri”ne. Orada Top Kandil şenliklerinin nasıl olduğu hangi manilerin söylendiği, çocukların ellerinde fenerlerle çarşı pazar, mahalle mahalle mani söyleyerek nasıl dolandıkları anlatıyordu. Türkiye’nin başka hiçbir bölgesinde böyle bir geleneğin olmadığı da söyleniyordu.

Oysa benim çocukluğumdan beri Ramazan ayının 14’ünü 15’ine bağlayan gecelerde katıldığım Ramazan gecelerinde şahit olduğum şeyler hiç de kitapta anlatılanlara benzemiyordu. İnsanlar iftardan sonra sokaklara çıkıyor, Gençlik caddesinden meydana, meydandan Gençlik caddesine doğru bir insan seli akıyordu. Gruplar halinde genç erkekler ve genç kızlar bir o yana bir bu yana dolanıp duruyorlardı. Erkeklerin tek amacı kızları rahatsız etmek, laf atmaktı. Hatta bazıları işi tacize kadar vardırıyordu. Torpil patlamalar, taş atmalar falan da cabası. Peki caddeye nazır oturanların, sokakta yürüyen insan selinin üzerine su, boya ve benzeri şeyler dökmesine ne dersiniz? Bir hengâme, bir curcuna, bir itiş kakış… Benim çocukluğumun ve gençliğimin sele sepet şenliği buydu. Şöyle sağlıklı düşünüldüğünde bu hırgürün adını “hiçbir şeye benzemeyen bir şey” koymak o günkü şenliklere verilecek en uygun isim olurdu.

Oysa Üniversitede bir folklor araştırması ödevi bana memleketimin bilmediğim bir güzel geleneğini keşfetmemi sağlamıştı. Ramazan ruhuna uygun, paylaşma ve sevinç sağanağına dönüşen bu şenlikleri bizler nasıl olmuş da bir barbarlık, bir saçmalığa dönüştürmeyi başarmışız anlamıyorum. Zamanın popüler kültürü, en kıymetli değerleri bile değersizleştirme hastalığı sanırım bu geleneğimizi de öldürmüş. İçinde hiçbir insanî değeri barındırmayan geçmişteki sele sepet şenlikleriyle adından başka hiçbir benzerliği bulunmayan bu hırgürün bir gelenek olarak devem etmemesi gerekir. Zira böyle bir gelenek olamaz.

Zamanın yaşam biçimi ve tarzına uygun sele sepet top kandil şenliklerini aslına uygun olarak bugün sürdürmeliyiz. Belki günümüze uygun eklemeler yapılabilir ancak sele sepet top kandil şenliklerinin özündeki o, yaşam sevinci, paylaşma, birliktelik ruhu ve bu şenliklerin merkezinde yer alan çocuklar korunmalıdır.

Bafra hiçbir yerde bulunmayan  bu şenliği en güzel şekliyle yaşatacak imkân ve azme sahip olmalıdır. En başta belediye olmak üzere diğer kurum, dernek ve vakıflar bu geleneğimizi Türkiye ve dünyaya tanıtacak projeleri geliştirmelidirler. Başka bir yörenin elinde böyle bir şenlik olsaydı inanın çoktan tanıtıcı faaliyetlerini yapmış, bu şenliği bir marka haline getirmişti bile… 

Bafra'nın tanıtımı ve turizmine böyle bir şenlik katkı sunmayacak da ne sunacak? Onun için bu şenlikler aslına uygun olarak yapılmalı ve marka haline getirilmelidir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.