Karaaslan, Samsun'daki İlkadım Atletizm Stadı'nda, Paralimpik Oyunları'na hazırlanan milli sporcularla bir araya gelerek, sohbet etti.

Engel tanımayan sporcularla buluştuğu için çok mutlu olduğunu dile getiren Karaaslan, özel sporcuların başarılarıyla Türk milletini gururlandırdığını vurguladı.

Karaaslan, "Bu çocuklarımız dünya, Avrupa ve Türkiye'de şampiyonluklar elde etmiş. Şimdi olimpiyatlara gözünü dikmiş ve oradan madalya almayı hedeflemişler. Hiçbir alanda engel tanımayan sporcular onlar. Sahip oldukları, bazıları için zorluk olarak görülen şeyleri potansiyele dönüştürmüşler. Doğru yönlendirildiğinde özel çocuklarımızın ne kadar büyük başarılara imza attığını görmüş olmanın gururunu yaşıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'de 2005 yılına kadar engellinin adının da yasasının da bulunmadığını anlatan Karaaslan, 2005'in bu anlamda milat olduğuna işaret etti.

Engelliler Hakkında Kanun ile Türkiye'de bir eşiğin aşıldığını belirten Karaaslan, şöyle devam etti:

"Bu yasayla hayatımızda çok önemli değişiklikler oldu. Engellilerimizin sadece evin dışına çıkmasında değil, aynı zamanda iş hayatında var olmaları konusunda da öncü olduk. Engelli çocuğuna bakan annenin hayatını kolaylaştıralım ki engelli çocuğumuzun bulunduğu ortam daha kaliteli ortama dönüşsün istedik. Bu çocuklarımızın eğitim hizmetlerinden faydalanmasının önünü açtık. Bugün gerek kamuda gerekse özel sektördeki uygulamalarla engellilerimiz görünür oldu, hayatın parçası oldu."

Engellilerin hayata katılması için yeni hedefleri bulunduğunu dile getiren Karaaslan, "AK Parti Çevre, Şehir ve Kültür Birimi olarak erişilebilir şehirler üzerinde çalışıyoruz. Bütün dezavantajlı gruplar için şehirler nasıl erişilebilir olur, nasıl engelsiz şehirler hayalimize hızla erişebiliriz, şehirlerimizi bu anlamda zorlayacak yeni düzenlemeler peşindeyiz." ifadelerini kullandı.

Karaaslan, kız kardeşinin de engelli olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"O, bizim 6 aylık bebeğimiz gibi. Onunla bu süreci yaşadık. Bir siyasetçi olarak değil, bir abla olarak, kardeşim için annem ve babamın çabalarını biliyorum. Özellikle 1980'li yıllarda hastaneye, doktora ulaşım noktasında, hatta kardeşime tanı konulması noktasında yaşadıkları çaresizlikleri biliyorum. Kardeşimi yurt dışına götürmek zorunda kaldılar. Bugün hamdolsun, bundan söz etmiyoruz. Özellikle otizmde erken yaşta eğitim ve erken tanıyla birlikte hayat hiç ummadığınız yönde iyi gelişebiliyor. Çok büyük sanatsal, sporsal başarılara bu çocuklarımız ulaşabiliyor. Hiçbir engel oluşturmuyor bu rahatsızlık. Biz o dönemlerde bu tür gelişmişlikten söz edemediğimiz için geç kalmış bir aileyiz, bunu başaramadık. Şimdi hedefimizi çok daha ileriye taşıyoruz. Artık 2023 Türkiye'sinde engelli engelsiz ayrımının yapılmadığı bir Türkiye hayal ediyoruz."