Yaşar VURAL-Eğitimci

Yaşar VURAL-Eğitimci

İHTİMAL Mİ MÜZEYYEN SENAR ÖLSÜN

A+A-

Kaybedilenler üzerine söylenecek sözler, bir hakkı teslim etmek gayesini taşımakla birlikte biraz da kaybedilen değere bir vefa özelliği de taşır. Türk sanat müziğinin 97 yıllık çınarı Müzeyyen Senar’ı kaybettiğimiz günün akşamında yazdığım şu satırlar da ona bir şükran ve vefa duygusunun gereği olarak kaleme alınmıştır.

“Bir İhtimal daha var, o da ölmek mi dersin.” Onun sesinden dinleyip de hayran olduğum ve hâlâ severek dinlediğim parçası. Belki şarkının sözleri ona ait değil ama şarkıda ona ait olan bir şeyler olduğu muhakkak. Zira bu parçayı birçok sanatçıdan dinledim ancak onun yorumundaki etkileyiciliği ve ruha dokunanını dinlemedim. Türk sanat musikisi parçalarını birçok sanatçı seslendiriyor. Ancak bazı parçalar bazı sanatçılarla özdeşleşiyor. Müzeyyen Senar okuduğu her parçaya kendi mührünü vurmasını başarıyordu. Onun sesinde, yorumunda farklı bir ton ve hava vardı. Ben bunu musiki terimleriyle açıklayamam belki ama bu fark, dinleyen herkesçe anlaşılabilir kanaatindeyim.

Yağmur Tunalı hocam, Müzeyyen Senar’ın ölüm haberi üzerine sosyal medya hesabı üzerinden şunları yazmış: “Billur gibi dağılır, dökülür bir sesti. Sıcak, tatlı ve zaman zaman ürpertili heyecanlarla duyulan bir sesti.” Müzeyyen Senar’ın sesindeki etkileyicilik üzerine güzel bir tanım. Onun sesi dinleyenlere hakikaten bir ürperti ve heyecan veriyor. Günümüz gençliğinin bu tatlardan bihaber oluşu büyük kayıp. Hissiyat, özen ve sanattan yoksun birçok gürültünün içine kalp ve kafalarını gömen gençliğimiz adına üzülüyorum. Çünkü bu kaynaktan beslenmeyen gençlik demek, bu kültürün ve kaynağın bir zaman sonra taşıyıcısı ve seveni olmayacak demektir.

Kederin pasını gönüllerden nağmelerle silip derdi bile tatlı eyleyip yudum yudum içiren sesin sahibini ebediyen kaybettik. Uzun zamandır da yaşlılığına bağlı olarak hastalıklarla boğuşuyordu. Ölüm, belki onun bedeni için bir kurtuluş. Ancak sesi, sesinin can verdiği şarkıları ebediyen yaşayacak.  Bahtiyar Aslan “İyi ki insanlar ölünce sesleri de ölmüyor” diyerek Müzeyyen Senar’ın ebediyete göçüşünden böyle teselli buluyor. Hakkı var. Eğer maddi varlığıyla beraber sesini de ebediyete uğurlasaydık asıl ölüm ya da yok oluş o zaman gerçekleşirdi. Onu bize duyuracak, ruhumuza ürperti ve heyecan verecek sesini nasıl hatırlayacaktık? Belki sırf bundan dolayı insan sesini elektromanyetik bir ortama kaydetmeyi başaranlara bir kez daha teşekkür etmeliyiz. Bu müthiş buluş sayesindedir ki, kaybettiğimiz nice kıymetli insanın sesi ve görüntüsüyle teselli bulabiliyor, gönüllerimize su serpebiliyoruz. Ve bu sebepledir ki sanatçılar şarkılarda sesleriyle yaşıyorlar.

Ölmek bir ihtimal değil mutlak… Beşerin değişmez kanunu. Ölümsüzlük ise bedene değil eserlere nasip. Yunusça söylemek gerekirse “Ölürse ten ölür, canlar ölesi değil” Şimdi diyorlar ki Müzeyyen Senar ölmüş. İhtimal mi ki müzeyyen Senar ölsün!...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.