31 Mart 2012 tarihi  bu ülkenin eğitim sisteminde yapılan bu değişiklikle özgün demokratik bireylerin  oluşacağı gelecek nesillerin oluşmasının temelleri atıldığı bir gün olarak tarihimizin altın sayfaları arasında yerini alacak. 8 yıllık kesintisiz eğitim milletin iradesinin hiçe sayıldığı, 28 Şubat sonrasında eli silah tutanlar ile  onlara kalemşorluk  yapanların ve milletin iradesini temsil ettiğini söyleyerek o günkü MGK nın dayatmasını “siyasi geleceğimin pahasına gerçekleştireceğim” diyen bir başbakan tarafından uygulanan bu ara rejim 4+4+4 eğitim sistemi ile son bulmuştur. Milletimizin talep ve beklentileri sendikamızın öncülüğünü yaptığı 1+4+4+4 sisteminin 18. milli eğitim şurasında gündeme getirerek şura kararı olarak çıkması sağlanmış milletimizin sesine  kulak verilmiş ve doğru yol nihayet bulunmuştur. 1+4+4+4olarak teklif ettiğimiz sisteminin kısmen değişikliğe uğramış olması ile birlikte bu sistem: Bireyin özgürce tercihte bulunmasını, yönlendirme yöneltme ve buna bağlı olarak seçme hakkını kullanmasını, geleceğimizi oluşturacak olan nesillerin ilgi istidat  yetenekleri doğrusunda yetişmelerini sağlayacak. Bu sistem özgürlüklerinin farkında olan, tercihleri doğrultusunda fikirlerinin önemsendiği, demokratik bireylerin yetişmesini sağlayacaktır. Bu ülkemizde demokratik düzenin kökleşmesine özüne kavuşmasını sağlayacak.

            Bu sistemin en önemli öğesi durumunda olan öğretmenin eğitim çalışanının bundan sonraki süreçte bakanın ve hükümetin  de daha iyi algılayacağını düşünerek onlara da sesleniyoruz.

            Her şeyden önce sayın bakanımız öğretmeninizin itibarını zedeleyici beyanlardan bir an önce vaz geçmelisiniz.

            Öğretmenler çalışmıyor derken öğrencisini zihninden çıkarmayan evine iş getiren kamu çalışanının bizler olduğunu hatırlatırız.

            Tatilimizin 2 ay olduğu yıl içinde yavrularımızın eğitimlerinden geri kalmaması için çok önemli mazeretleri olmadıkça  izin kullanmadığımızı hatırlatırız.

            Çok ciddi rahatsızlığı olmadıkça çocuklarının derslerinden geri kalmaması için kendi sağlığından fedakarlık yaparak dersine gelen öğretmenleri hatırlatırız.

            Sayın Bakanımız Öğretmenleriniz sizden ne kadar değerli olduklarını ifade eden sözleri yada “Öğretmenimi üzeni bende üzerim” sözlerini duymak istiyor.

             Verilen emeğin ücretsel karşılığının hiçbir zaman ödenemeyeceğinin farkındayız. Ancak  bugün sosyal saygınlık statü yönünden kaybedilenleri, çalışma şartlarımızın mali ve sosyal haklarımızın iyileştirilmesiyle mümkün olacağını ifade ediyoruz.Bunun içinde maaşlarımızın birilerinin maaşları ile kıyaslanarak değil günümüz şartlarında sosyal statüsünün gereği olan göreve yeni başlayan bir öğretmenin en az 2500TL ile başlaması gerektiğini söylüyoruz bu gün 25 yıllık hizmeti olan bir öğretmenin maaşı 3000-3500 TL maaşının  olması gerektiğini sizin söylemenizi istiyoruz.

            Emekli olan bir öğretenin sefalete terk edildiğini bunun bir an önce engellenmesini taban maaşın arttırılarak emekliliğin tevsik edilmesi gerektiğini söylüyoruz.

                        Sayın Bakanımız

            Eğitim Bir Sen olarak öğretmenlerimizin sosyal hak ve ekonomik haklarının takipçisiyiz.Ancak gönlümüzden geçen yarın Maliye Bakanına şunu söylemenizi bekleriz. “Benim öğretmenim bu ülkenin geleceğeni imar ederlerken ben onları sefalete terk edemem buna müsaade etmem sosyal ve ekonamik hakların gereğini yerine getireceğiz’’

            Sayın Maliye Bakanı

            Toplu sözleşme masasında sizden taleplerimiz öğretmenin eğitim çalışmasının sosyal statüsüne yakışacak bir ek ödenek ve zam oranı olacaktır.Karşılığını bulamadığımızda meydanları gümbür gümbür doldururuz Meydanların toz bulutunu biz görüyoruz bunu şimdiden sizde  görün.  

            Ek ödemeyi ya alacağız yada alacağız…                                                                                            

Hamdi YILDIZ

Eğitim Bir Sen Bafra Temsilciliği Başkanı