Mutlu, "Kurban bayramı sonrasında bir gün okuldan oğlum beni aradı ve dizinin ağrıdığını söyledi. Dizini oynarken duvara çarptığını söyleyince oğlumu hastaneye götürdüm. Hastanede tomografisi çekildi ve doktorlar oğlumun ameliyat olması gerektiğini bir iki ay yürüyemeyeceğini söylediler. Takdir edersiniz ki ben bir babayım bu duruma çok bunaldım. Bir süre sonra iş ciddiye binince bir akşam hanım bana gerçekleri anlattı. Oğlum okulda bir grup arkadaşı tarafından darp edilmiş ve bu darp edilme sonucu dizinden ameliyat olacak ve belki de yürüyemeyecek. Üzüntüden ne yapacağımı düşünürken kimseye birşey söylemedim çocuklar arasında yaşanmış bir şey olduğundan ne desem boş diye düşünerek hiç bir şey yapmadım. daha sonra bir gün oğlumun okuldan kaçtığını öğrendim. Oğlumu buldum ve neden kaçtığını sorduğumda bana kendisini döven bir grup öğrencinin sürekli tehdit ettiğini ve okuldan kaçtığı günde okul çıkışında kendisini dövecekleri için okuldan kaçtığını söyledi. Bende oğlumu alarak aynı gün okula gittim. Konuyu Müdür yardımcılarına açtım ve onlarda çocukları odaya çağırdılar. bahsi geçen dört çocuk mafya gibi çete gibi odaya girdi kendi öğretmenlerine bile saygısızca davrandılar. Bizde sorduk hanginiz dövdü hanginiz vurdu diye daha sonra çocuklardan M.K.E. isimli çocuk "Ben vurdum ne olacak" dedi. bende bunun üzerine "niye birbirinize vuruyorsunuz hepiniz kardeşsiniz" dedim ancak küfür etmeye başlayınca sadece "yakasından tutup silkeledim" bunun üzerine küfür etmeye bağırmaya başladılar. ve sınıflarına koştular bende peşlerinden gittim ve sınıfta tekrar konuşmaya çalıştım. olay bu şekilde gerçekleşti. Herhangi bir darp etme silah gösterme veya tehdit etme söz konusu değildir. Ben siyasi kimliği olan toplumda tanınmış bir insanım iddia edilen hususları gerçekleştirmem mümkün değil. sonuçta benimde bir evladım var.'dedi.