Dr. Aytaç Akın yaptığı açıklamada, ''Yaşanan ani ısı değişiklikleri vücudun savunma mekanizmasını zayıflatarak soğuk algınlığı, nezle ve grip gibi solunum yolu enfeksiyonları oluşturmaktadır. Ani hava değişimleri vücudun ısı düzenleme mekanizmasını hazırlıksız yakaladığı için hastalıklara neden olabilmektedir. Bağışıklık sistemi de bu mekanizmadan etkilenerek vücut direncinin düşmesine sebep olmaktadır. Bu yıl karşılaşılan gribal enfeksiyon olgularının hızlı başlamış ve oldukça ağır seyretmektedir. Grip virüsü havaların soğuduğu ve nem oranının düştüğü kış mevsiminde daha sık görülmektedir. İnsanların soğuk nedeniyle kapalı alanları daha fazla kullanmaları da hastalığın yayılmasını kolaylaştırmaktadır. Öksürme ve hapşırma sonucu damlacık yoluyla bir iki metre mesafeye kadar insandan insana bulaşmaktadır.

Hastalık; yüksek ateş, şiddetli öksürük, burun akıntısı, halsizlik, baş ağrısı, boğaz ağrısı, yaygın kas ve eklem ağrısı ile seyreder.  Son günlerde karşılaştığımız olgularda olduğu gibi hastalık süresi bazen on güne kadar uzayabilmektedir.

Grip ile nezleyi (soğuk algınlığı) birbirinden ayırmak gerekir. Grip daha ağır seyreder; ateş, baş ağrısı, eklem ağrısı, kas ağrısı ve öksürük ön plandadır. Soğuk algınlığında ise boğaz ağrısı, hapşırık ve burun akıntısı daha sık görülen bulgulardır.

Gribal enfeksiyonunun etkeni virüsler olduğundan dolayı tedavide antibiyotikler işe yaramaz. Bu tür enfeksiyonlarda gereksiz antibiyotik kullanımı hem antibiyotiklerin yan etkilerine maruz kalınmasına hem de antibiyotiklere karşı direnç gelişmesine neden olmaktadır. Tedavide şiddetli kas ve eklem ağrılarına yönelik ateş düşürücü ve ağrı kesiciler kullanılabilir.

İstirahat; hem daha çabuk iyileşmeyi, hem de hastanın evde izole edilmesi nedeniyle hastalığın toplumda yayılmasını önler.

Hastalığın bulaşmasını ve yayılmasını önlemek için; hasta kişilerle yakın temastan kaçınılması, salgın dönemlerinde kalabalık ve kapalı ortamlardan uzak durulması, kapalı ortamların düzenli olarak havalandırılması, ellerin sabun ile sık  temizlenmesi, kirli ellerin ağız, burun ve göze değdirilmemesi, öksürürken ve hapşırırken ağzın mendil veya kol ile kapatılması gerekir.

Bebekler, çocuklar, yaşlılar, gebeler, astım benzeri kronik akciğer hastalığı olanlar, şeker hastaları, kronik böbrek hastaları, kanser hastaları ve bağışıklık sistemi zayıf olanlar gribal enfeksiyonu daha ağır geçirmekte ve hastalık ölümle sonuçlanabilmektedir. Bu risk grupları aşılanmalıdır. Aşının % 80 oranında koruyuculuğu vardır. Aşının uygulanması için en uygun dönem Ekim ve Kasım aylarıdır. Aşı grip olmayı önlemez, hastalığın hafif atlatılmasını sağlar.

Diğer yapılması çok faydalı olan öneriler ise şöyle sıralanabilir:

• Bol su içilmeli, C vitamini içeren meyve ve meyve suyu tüketilmeli,

• Sigara ve alkolden uzak durulmalı

• Düzenli ve kaliteli uyku uyumalı ve dinlenilmeli

• Kapalı bulunulan mekanlar sık sık havalandırılmalı ve iyi temizlenmeli

• Düzenli spor yapılmalı

• Sabah kahvaltısına özen gösterilmeli,  

• El temizliğine önem verilmeli, günde en az beş defa eller sabunla yıkanmalı

• Günde 2-3 defa yarım bardak suya yarım limon sıkıp içilmeli.

• En önemlisi de istirahat etmeye özen gösterilmeli

• İçeceğiniz çorbalar iyileşmenizde son derece etkili olacaktır, bol bol kelle paça, işkembe ve tarhana çorbası içilmeli Bunlar, bağışıklığınızı destekleyen fermente gıda içeren çorbalardır.'' şeklinde konuştu.