Aileler internetten korkmamalı

Aileler internetten korkmamalı

İnternetten korkmayan ve öğrencinin internetteki yaşamına dahil olan aile öğrenciyi daha iyi yönlendiriyor.

A+A-

Çağın birçok getirisini içinde barındıran internetin öğrencilerin eğitim hayatında olumsuzluklara sebep olmaması için, gerek veliler gerekse öğretmenler tarafından sanal âlemin iyi bir şekilde anlaşılması gerekiyor.
Konu ile ilgili bilgiler veren Uğur Dershaneleri Rehberlik Koordinatörü Nazik Kösegil, velilerin öncelikle internetin hayatın bir parçası hakline geldiğini ve öğrenciye de internet ile ilgili yapılan her baskının bir eksi olarak geri döndüğünü kabul etmesi gerektiğini söyledi. İnternetin günümüzde öğrencilerin hem dersleri hem de sosyal yaşamları için gerekli bir araç olduğuna vurgu yapan Nazik Kösegil, ‘’ Öğrenciler de artık bilinçlendi, internette hep yanlış şeyler yapmıyorlar, birçok şeyi araştırıp, doğru bilgiye ulaşabiliyorlar. Dolayısıyla tüm aileler internetin ve bilgisayarın gerekliliğini kabul etmeli, bu noktada öğrenciye yönlendirme yapmalılar. İnternetten sadece sosyal hesaplarını takip etmek ve online oyunlar oynamak hem öğrenciler hem de öğrenciler için geçerli olan hatalar arasında. Öncelikle bunun önüne geçilmesi lazım. İnternetin yanlış kullanılmasının önüne geçmekle ilgili de öğrenci, öğretmen ve velilere büyük sorumluluk düşüyor’’ dedi.

VELİLER ÖĞRENCİLERİN SOSYAL AĞLARINA DA DAHİL OLMALI
Velilerin, sosyal medyadan ve öğrencilerin sosyal medya hesaplarından korkmamaları gerektiğini belirten Kösegil, velilerin çocuklarının sosyal ağlarına dâhil olup, sadece evde değil, onlarla internette de beraber olmaları gerektiğini ifadede etti. Kösegil, ‘’Öğretmen de öğrencinin internetteki yaşamını anlamadığı sürece öğrencinin internet kullanımını düzenleyemiyor. Öncelikle sanal âlemdeki yaşamı anlamamız gerekiyor. Öğrencilerin de internetin sadece sosyal medya ve oyundan ibaret olmadığını, dünyanın tüm bilgisine ulaşabileceği bir yer olduğunu anlamaları, buna göre internet kullanmaları gerekiyor. Öğrenciler, derslerde anlamadıkları pek çok şeyi internet üzerinden okuyup, araştırarak, ders dinleyerek ya da test çözerek anlayabilirler’’ diye konuştu.

İNTERNETİ YASAKLAMAK SORUNU BÜYÜTEBİLİR
Öğrencinin internet kullanımı konusunda yasaklar koymanın çözüm olmadığının, hatta daha büyük sorunlara sebep olabileceğinin de altını çizen Kösegil, ‘’ Veliler internet kullanımı konusunda ‘’evde internet olmasın’’ ya da ‘’internet sadece 1 saat kullanılsın’’ gibi baskılara yönelirse yöneldiğindeyse, öğrenci de etkiye karşı bir tepki gelişebiliyor. Veliye karşı öğrencide oluşan etkiye karşı olumsuz tepki sonucunda da veliler ile öğrenci arasında bitmeyen kavgalar, devamlı aileyle çatışmalar oluşabiliyor. Bunların yerine öğrenci aileyi, aileyse öğrenciyi anlamalı. Özellikle ilköğretim çağındaki çocuklar hala oyun çağını da yaşıyor oldukları için internetin eğlenceli taraflarına kendilerini fazla kaptırabiliyor ve fazla oyun oynayabiliyorlar. Ya da kendilerini iyi yönlendirebilecek bir öğretmen ya da aileyle de karşılaşamayabiliyorlar. Bunun için de, ket vurmadan, yasak koymadan, her iki tarafı da mutlu edebilecek çözümler bulmalılar’’ ifadelerine yer verdi.

KOPYALA-YAPIŞTIR ÖDEVLERE DİKKAT!
Öğrencilerin internet kullanımı konusunda sıkça ortaya çıkan sorunlardan biri olan kopyala- yapıştır yolu ile hazırlanan ödevler konusunda bilgi veren Uğur Dershaneleri Eğitim Teknolojileri Direktörü Mustafa Elmasdere ise bu yolla hazırlanan ödevlerin faydası olmadığı gibi öğrenciye öğrenme süreçleri noktasında zararı olduğunu ifade etti.

Öncelikle öğrenci ödevini hazırlarken ödevin gerçekten kopyala-yapıştır ile mi hazırladığı konusunun açıklığa kavuşturulması gerektiğini dile getiren Mustafa Elmasdere, ödevi kontrol eden mecranın, kontrolün ardından öğrenciyi iyi yönlendirmesi gerektiğini söyledi.

Elmasdere, ’’Eğer öğrenci kopyala-yapıştıra başvurduysa ki insanoğlu doğası gereği hep kolayına kaçmak ister zaten, öğretmenin bu ödevi kabul etmeyip, daha iyisi konusunda öğrenciyi yönlendirmesi lazım. İnternet kullanımı konusunda mecburuz çünkü orası günümüzün kütüphanesi durumunda. Bu nedenle takip etmememiz gereken nokta öğrencinin buradan aldığı bilgiyi kendisi yoğurup da mı öğretmenine sunuyor, yoksa kopyala- yapıştır mı yapıyor? Ödevi kontrol eden kişilerin öncelikle ödevin kopyala-yapıştır olup olmadığını anlamak için kendilerinin araştırma yapıp, öğrencinin kendi fikirlerini ödev halinde sunup sunmadığına bakması lazım ki verilen ödev amacına ulaştı mı, ulaşmadı mı kontrol edilebilsin’’ ifadelerini kullandı. 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.