“Öğretmek” belki de en güzel eylemlerden biri. Hem adında hem de yaptığı işle “öğretmek” eylemine hayat veren öğretmenler, şüphesiz toplumun en saygın mesleğini icra ediyorlar. Her insanın hayatında anne babasından sonra değer verdiği insanlar sıralamasında öğretmenini ifade etmesine şaşmamalı. Zira bir inanın yetişip, olgunlaşmasında, iş ve meslek sahibi olmasında öğretmenlerimizin emeklerini hiç kimse görmezlikten gelemez.

Hemen hemen her insanın hayatına yön veren böylesine önemli bir mesleğin icracıları olan öğretmenlerimizi bugün herhangi bir meslek erbabıymışçasına değerlendiriyor ve ucuz siyasi gündemlerin polemik malzemesi yapıyoruz. 24 Kasımlarda ilgili bakanlarımızın onları “sevgiyle” yâd eden mesajları dışında öğretmenlerimizi sevdiğimizi gösterecek hiçbir tutum ve davranış geliştiremiyoruz. Öğretmenlerimizin özlük hakları ve refah seviyelerini arttırma sözleri dün olduğu gibi bugün de tutulmayan sözler arasında başrol oyuncusu olarak yerini koruyor. Her mesleğin ülkemiz için değeri vardır, meslekleri bir değer yarışına sokmak da çok anlamsızdır. Ancak bütün meslekleri öğretenin ve bütün meslek sahiplerini yetiştirenlerin öğretmenler olduğunu düşünürsek öğretmenlerimize bu noktada pozitif bir ayrımcılık yapmanın onlara olan vefa borcumuzun bir gereği olduğu anlaşılacaktır. Hükumetin son dönemlerde öğretmenler arasında belirli bir görüşe ve eğilime sahip olma durumuna göre öğretmenleri kategorize ettiği okullara yapılan idareci atamalarından anlaşılmaktadır. Bu tutum ne adaletle, ne insafla ne de hakkaniyetle bağdaşmaktadır. Bu tutumu sergileyenler, her şeyden önce kendilerini yetiştiren öğretmenlerine karşı da bir vefasızlık içinde olduklarını da unutmamalıdırlar. Öğretmenlerin hiçbir özlük hakkında iyileştirme yapılmadığı gibi var olan haklarını da tırpanlayan, öğretmenleri ayrıştıran, çalışma azim ve barışını zedeleyen bir anlayış, öğretmenlik mesleğine hak ettiği itibarı nasıl kazandıracak? Gerçekten ülkemizde eğitim adına güzel şeylerin olması isteniyorsa her şeyden önce öğretmenlerimizin meslekleri ve gelecekleriyle ilgili kararlarda siyasi yaklaşımlardan uzak durulmalı ve öğretmenlerimiz gelecek konusunda endişeye sevk edilmemelidir. Bu tutum milletimizin geleceği ile de doğrudan alakalıdır. Öğretmeni her anlamda refaha, huzura erişmiş toplumlar öğretmenlerle doğru orantılı olarak refaha ve huzura kavuşacaktır.

Öğretmenlerimizin bu mutlu gününde onların mutluluklarını yürekten paylaşıyor, bütün öğretmen ve eğitimcilerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyoruz.